- Bu kez o. - Dimitri. Senden söz edildiğini duymuştum. | Open Subtitles | ـ لكنها هذه المرة هي ـ ديمتري أنا سمعت عنك |
-İsmini duymuştum. -Batı yakasından. | Open Subtitles | أنا سمعت عنه دا في الجانب الغربي من المدينه |
Duyduğuma göre boşta bir beyaz şövalye varmış. | Open Subtitles | . أنتى لا تستطيعى الظهور لأول مرة بدون مرافق . أنا سمعت أن هناك فارس أبيض متوفر |
Duyduğuma göre bu aralar kartlarda şansın yaver gidiyormuş. | Open Subtitles | حسناً , أنا سمعت أنك أصبحت محظوظاً في لعبة الكروت مؤخراً |
- Şanslısın ki Ben duydum. | Open Subtitles | لحسن حظك, أنا سمعت بذلك |
Satılık aşıların varmış diye duydum. | Open Subtitles | أنا سمعت أن لديك بعض اللقاح للبيع |
Annemi telefonla konuşurken duydum ve kesinlikle "hamile" kelimesini kullandı. | Open Subtitles | , أنا سمعت أمي على الهاتف "و بالتأكيد قالت "حامل |
Orayı duymuştum elbette, ama gitmek aklımdan bile geçmemişti. | Open Subtitles | أنا سمعت عنه بالطبع لكن لن أفكر بالذهاب إلى هنالك |
Çok komik bir olaydı. Elbette şirketi daha önce duymuştum ama onun kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | أنا سمعت عن شركته ولكنيّ لم تكن لديّ فكرة عنه. |
Birkaç ay önce okulun spor salonunda bir gece kilitli kaldılar diye birlikte olduklarını duymuştum. | Open Subtitles | في الواقع، أنا سمعت انهم معاً لأنهم حُبسوا في صالة الرياضة في ليلة منذ بضعة أشهر |
Hayır, ben vın diye bir ses duymuştum bedeni terk eden bir şeyin sesini ve geri gelirken vınlayışını. | Open Subtitles | لا، أنا سمعت أزيزاً صادراً من شيء يترك الجسد، وسمعت أزيزه حين عاد. |
Yok, yok ya, ben üç kişiyi ağlattığını duymuştum. Tommy. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا أنا سمعت أنه جعل ثلاثة أشخاص يبكون؟ |
Gire gire nereye girdiğini duymuştum. | Open Subtitles | يعني أنا سمعت في المكان الذي انتهى. |
Duyduğuma göre ajanların yurt dışında boşanmayla ilgili ilahi fikirler yayıyorlarmış. | Open Subtitles | أنا سمعت أنه تم إرسال العديد من رجالك لالتماس رأي المتدينين حول الطلاق |
Kirlenmekten hoşlanmam ve kampa giden bir arkadaşımdan Duyduğuma göre dağlar oldukça pis yerlermiş. | Open Subtitles | حسنا أنا أكره القذاره, و أنا سمعت من بعض الأصدقاء الذين ذهبوا للتخييم بأن الجبال قذره جدا |
Duyduğuma göre yerimize haberler yayınlanabilirmiş. | Open Subtitles | حسنا ، أنا سمعت أن قد حصل صدام لهذه الانباء |
- Şey, Duyduğuma göre kendisi burada büyük partiler düzenlemeye çok meraklıymış. | Open Subtitles | كما تعلم , أنا سمعت عن كل الحفلات الضخمة التي اعتادت أن تقيمها هنا بالأعلى |
Ben duydum, Sanderson B'yi tanıyorum. | Open Subtitles | أنا سمعت عنه وأعرفه |
Ben duydum. | Open Subtitles | أنا سمعت |
Doping yapıyorlarmış diye duydum. | Open Subtitles | و أنا سمعت بأنهم كانو يتعاطون المنشطات |
Motorundan düşmüşsün diye duydum. | Open Subtitles | أنا سمعت خرج الدراجة الخاصة بك. |
Dün gece Albay'ı konuşurken duydum. | Open Subtitles | أنا سمعت العقيد على الهاتف الليلة الماضية. |