Lezbiyen olduğumu yargılamadan korktuğum için değil dokunduğun her şeyi yok ettiğin için sana Lori'yi anlatmadım. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك عن لوري لا بسبب أنني أهتم باعتقادك أنني سحاقية ولكن فعلت ذلك بسبب أنك تخربي أي شئ تلمسينه |
Yani çok önemli piyano resitallerindeki özel durumu anlatmadım mı? | Open Subtitles | -إذاً أنا لم أخبرك عن الطلبات الخاصة مثل البيانوا |
Sana hakkımda her şeyi anlatmadım. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك أي شيء عني من قبل |
Sana söylemedim çünkü söylemeyeceğime söz verdim. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك لأنه قطع علىّ وعدا ً بأن لا أخبر أحدا ً |
Sana söylemedim, çünkü çorbayı sevdiğini biliyorum, seni üzmek istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك بذلك لأنني أعلم مدى حبك لحسائك ولم أرد أن أراك متضايقة |
Elizabeth'i kaybettiğimde yolladığın mektupların ne kadar değerli olduğunu sana hiç söylemedim. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك أبداً كم كانت تعني لي خطاباتك عندما فقدت (إليزابيث). |
Bunu sana hiç söylemedim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لم أخبرك بذلك ، أليس كذلك؟ |
Sana bunu hiç anlatmadım ama yıllardır 45 yaşında emekli olmayı planlıyordum anlayacağın rahatça Ballzheimers hastalığına çare bulmaya çalışabilirim diyordum. | Open Subtitles | انظري, أنا لم أخبرك هذا أبداً منذ سنوات وأنا أخطط للتقاعد في عمر الخامسة والأربعون لأستطيع العمل على إيجاد علاج لمرض الزهايمر |
Haklısın. Sana bütün hikâyeyi anlatmadım. | Open Subtitles | أنت محق أنا لم أخبرك القصة كاملة |
Daha birinci perdeyi anlatmadım ki... | Open Subtitles | .... أنا لم أخبرك بالفصل الأول |
- Michael, sana dalga geç diye Eric'in zor durumunu anlatmadım. | Open Subtitles | ماذا فعلت ؟ - (مايكل) أنا لم أخبرك حول معضلة (إريك) - المحزنة كي تسخر منه |
Üzgünüm sana anlatmadım. | Open Subtitles | آسفة,أنا لم أخبرك من قبل أنا فقط... |
Sana daha bir şey anlatmadım. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك بشيء بعد |
Sana söylemedim, çünkü seninle tanışmadan önce olmuştu. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك بذلك لأنه حدث قبل أن أقابلك |
Bak Sana söylemedim çünkü bu biraz utanç verici. | Open Subtitles | حسناً، إسمع أنا لم أخبرك لأن الأمر محرج قليلاً، |
Sana söylemedim. İşin doğrusu, tek başıma geldim. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك الحقيقة أننى جئت وحدى |
Frankie, Sana söylemedim çünkü söylemememi rica etti. | Open Subtitles | لماذا لم تخبرني ؟ فرانكي , أنا لم أخبرك لأنه قال لي ألا أخبرك . |
Bunu sana hiç söylemedim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لم أخبرك بذلك ، أليس كذلك؟ |
Ben bunu sana hiç söylemedim, baba, ama ne zaman kendimi boşlukta hissetsem kafamda hep senin sesini duyarım. | Open Subtitles | أنا... لم أخبرك بهذا، يا أبي، ولكن... عندما أكون ضائعاً، |
sana hiç söylemedim. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك ذلك. |