Yapmayın. Bu saçmalığa ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | بصراحة، أنا ما عِنْدي وقتُ لهذا الهراءِ. |
Bakın, buna vaktim yok. Tamam mı? | Open Subtitles | النظرة، أنا ما عِنْدي وقتُ لهذا، حَسَناً؟ |
Böyle saçmalıklara ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | لذا أنا ما عِنْدي وقتُ لهذه الفضلاتِ التافهةِ. |
Yıldönümü metni yazacak zamanım yok. | Open Subtitles | أنا ما عِنْدي وقتُ للصُعُود بخطابِ تذكاريِ. |
Her yeri gözetleyecek sistemi kurmaya zamanım yok. | Open Subtitles | أنا ما عِنْدي وقتُ كافيُ. هذا المعرضِ لا يَنفجرُ. |
Ortadan kayboldu ve burada beni yanlız başıma bıraktı, işte bu yüzden durup sizinle sohbet etmeye vaktim yok. | Open Subtitles | هو يُختَفي ويُتْرَكُني لرَكْض هذا المكانِ لِوحدي، الذي حقاً لِماذا أنا ما عِنْدي وقتُ لوَقْف ودَرْدَشَة. |
Bak, bu saçmalığa ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | يا، نظرة، أنا ما عِنْدي وقتُ لكُلّ هذه الفضلاتِ. |
Çok vaktim yok. | Open Subtitles | حَسناً، أنا ما عِنْدي وقتُ كثيرُ. |
Şu anda bunun için vaktim yok. | Open Subtitles | النظرة، أنا ما عِنْدي وقتُ لهذا الآن. |
Açıklayacak vaktim yok, tamam mı? | Open Subtitles | أنا ما عِنْدي وقتُ لتَوضيح، موافقة؟ |
Bununla uğraşacak hiç vaktim yok. | Open Subtitles | تَعْرفُ ما؟ أنا ما عِنْدي وقتُ لهذا. |
Oyun oynamaya vaktim yok. | Open Subtitles | أنا ما عِنْدي وقتُ للألعابِ. |
Açıklayacak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا ما عِنْدي وقتُ للتَوضيح |
Bakın, fazla zamanım yok. | Open Subtitles | النظرة، أنا ما عِنْدي وقتُ كثيرُ. |
Oyunlar için zamanım yok Phoebe. | Open Subtitles | أنا ما عِنْدي وقتُ للألعابِ، فويب. |
Yeniden muayene olup gün almak için zamanım yok! | Open Subtitles | أنا ما عِنْدي وقتُ ليَعمَلُ إستشارة والجدولة ثانية من البداية! |