"أنتظار" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyorum
        
    • bekliyor
        
    • beklememiz
        
    • bekleme
        
    • beklemek
        
    • bekleyebiliriz
        
    • bekleyen
        
    • bekliyordu
        
    • beklemekten
        
    • beklemeliyiz
        
    Yok ya. Benim en çok hangi yönümü sevdiğini söylemeni bekliyorum. Open Subtitles لا , أنا هنا فى أنتظار إكتشاف أفضل ما تحبينه في
    42. Caddenin ortasına oturmuş otobüs bekliyorum. Open Subtitles أجلس فى منتصف الشارع الثانى والأربعون فى أنتظار الحافلة
    Ve butun o seks partileri eglenceler biraz taze et icin bekliyor. Open Subtitles هناك مسجونين شرهين جنسيا يجلسون فى أنتظار قطعة لحم طازجه
    O zamana kadar Taş'la birlikte oraya gidemezsek bir sene daha beklememiz gerekecek. Open Subtitles لو لمّ نصل إلى هناك بذلك الحين و معنا الحجر، سيتعيّن علينا أنتظار سنة أخرى.
    Bu yüzden şehrin diğer yanına, kalabalık bir hastane bekleme odasına gittim. Open Subtitles لذا عبرت المدينة لمستشفى ذو حجرة أنتظار مزدحمة
    Kalan herkesin bu işten vazgeçip evine dönmesini beklemek zorunda. Open Subtitles فى أنتظار أن يفقد بقيتنا الأمل ويعودوا إلى ديارهم
    Ya da Daniel'in bir hayal daha görmesini bekleyebiliriz. Open Subtitles أو من المُفترض علينا أنتظار دانيال ليحصل على رؤية ثانية
    1936 yılındaki bu toplantıda liderlerini bekleyen kalabalık bir milyon kişiydi. Open Subtitles فى العام 1936 بلغ عدد من كانوا فى أنتظار قدوم الزعيم المليون شخص
    -Senin gelmeni bekliyordu. -Benim davam olduğunu biliyor. Open Subtitles هي كانت في أنتظار وصولك – تعلم أنها قضيتي ، أليس كذلك؟
    Gecene kadar beklemekten başka çare yok. Open Subtitles لا يمكن فعل شيء إلا أنتظار توقف هذا علي ما أخشى
    Burada oturup bir fahişeyi bekliyorum ve sen aniden kapıda mı beliriyorsun? Open Subtitles أنني جالس هنا في أنتظار غاوية و أنت تظهرين فجأة على عتبة بابي؟
    Gece yarısı oldu. Hala haber vermelerini bekliyorum. Open Subtitles أنها بعد منتصف الليل، مازالت في أنتظار بعضاً منهم.
    Hâlâ benim ne yaptığımla ilgili bölüm için bekliyorum. Open Subtitles مازلتُ في أنتظار الجزء حيث أنا فعلتُ شيئا
    Ve dışarıda oturmuş soğukta annenizi bekliyor olmazdınız. Open Subtitles ولن تستطيع الجلوس من الرطوبة وأنت على بعد خطوة من محل الرهن فى أنتظار أمك وهي تقوم برهن خاتم زفافها مرة أخري
    Bu hanımlar fotoğraflarını bekliyor. Open Subtitles هيا .. هؤلاء السيدات في أنتظار ألتقاط الصورة
    Cotton Weary bu günlerde ölüm cezasını temyizini bekliyor. Open Subtitles "كوتون ويرى" فى أنتظار تنفيذ حكم الأعدام
    Acil müdahale ekiplerini beklememiz gerekmiyor mu, efendim? Open Subtitles ألا ينبغي علينا أنتظار اول المستجيبين، سيدي ؟
    Asıl konuya dönmeden önce Bayan Lockhart'ı beklememiz gerekmiyor mu? Open Subtitles (أليس علينا أنتظار سيدة (لوكهارت قَبْل مناقشة الأمور المهمة؟
    Böyle bir tüfek alabilmek için bekleme süresi falan yok mu? Open Subtitles ألا يوجد فترة أنتظار لبندقية مثل تلك؟
    Şu anda üyelik için oldukça uzun bir bekleme listesi var. Open Subtitles -نادي (بالبوا) الريفي" " -هناك لائحة أنتظار كبيرة لأجل العضوية الأن
    Sadece kendi konuşma sıralarının gelmesini beklemek yerine, dinliyorlar. Open Subtitles ـ بدلاً من أنتظار دورهم في الكلام
    Kendini bırak, kendi konuşma sıralarının gelmesini beklemek yerine. Open Subtitles عندما يعتقد الناس أنك تحتضرين ينصتون لك بدلاً من ... ـ بدلاً من أنتظار دورهم في الكلام
    Burada kalıp bir sonraki vuruşa kadar bekleyebiliriz. Open Subtitles يمكننا البقاء هنا في أنتظار كرة أخرى
    Evde babasını bekleyen üç tane çocuğum var. Open Subtitles لديً ثلاث أطفال في المنزل في أنتظار الأب
    Beysbol şenliğini bekliyordu Open Subtitles كنا في أنتظار يوم العرائس الصغيرة
    Bu faizi olsun. Nicky seni beklemekten bıktı artık. Open Subtitles أعتبر هذا فائدة "نيكى" سأم من أنتظار أمواله
    Biz gidene kadar beklemeliyiz Sahil Güvenlik bizi alır ... Hayır, biz gitmek gerekir. Open Subtitles أعلينا أنتظار خفر السواحل؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more