"أنت ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sen o
        
    • Sen şu
        
    • - Sen
        
    Dürüst olduğum için beni bağışla, Cardoso, ama Sen o değilsin. Open Subtitles آسفة على صراحتي، لكن يا كاردوزو لست أنت ذلك الرّجل
    - Hey, Sen o adamsın. Sen özel kişisin. "İhtimallar defteri"ndeki adam. Open Subtitles أنت ذلك الرجل أنت رجل الاحتمالات ذلك الرجل الموجود في الكتاب
    Sen o işle meşgul olurken, ben de bir parça kek daha alayım. Open Subtitles بينما تفعل أنت ذلك ربما سأكل قطعة أخرى ؟
    Sen şu Kanal 5 Haberlerindeki aptal spikersin. Open Subtitles أنت ذلك المراسل السامج من القناة الخامسة
    Kim olduğunu biliyorum. Seni tvde görmüştüm Sen şu çocuksun Open Subtitles اعرف من تكون ، رأيتك على التلفاز ، أنت ذلك الرجُل
    - Sen o herifsin... - Öyle bir şey işte. Open Subtitles .. أنت ذلك الشاب - شيئاً من هذا القبيل -
    Sen o polissin! Seni az önce televizyonda gördüm. Open Subtitles .. أنت ذلك الشرطي , أنت لقد شاهدتك في التلفاز للتو
    Sen, o her zaman hemşire odasında olan çocuksun değil mi? Open Subtitles أنت ذلك الفتى الذي بمكتب الممرضة دوماً، صحيح؟
    Sen o her ofiste bulunan ve yeni gelene bağırıp çağırarak kendi çöplüğünü belli eden adamsın. Open Subtitles أنت ذلك الرجل الذي يتواجد بكل مكتب ويوّد أن يبيّن للرجل الجديد حدوده
    Sen o her ofiste bulunan ve yeni gelene bağırıp çağırarak kendi çöplüğünü belli eden adamsın. Open Subtitles أنت ذلك الرجل الذي يتواجد بكل مكتب ويوّد أن يبيّن للرجل الجديد حدوده
    Hey, Sen o otostopçusun. Ne yapıyorsun burada? Open Subtitles أنت ذلك المتطفل، ماذا تفعل هنا؟
    Sen o çığa yakalanan adamsın, değil mi? Open Subtitles أنت ذلك الشخص الذي علق في ... ... الانهيار الجليدي , صحيح؟
    Aman Tanrım. Sen o musun- hani o filmdeki adam? Open Subtitles --يا إلهي ،هل أنت ذلك الشاب ذلك الشاب من ذاك الفيلم؟
    Sen, o korkunç tuhafiye dükkanındaki holigansın. Open Subtitles أنت ذلك المجرم من محل الخردوات الرديء
    Ah, hayır. Sen o gizli ajansın. Open Subtitles أنت ذلك العميل السريِ.
    Sen şu hapse düşen Polis değil misin? Open Subtitles أو في حاسوبي ، ألست أنت ذلك الشرطي الذي قضى كل ذلك الوقت في السجن؟
    Sen şu köpekbalığı tarafından yenip sağ kurtulan adamsın. Open Subtitles ‫أنت ذلك الرجل التي تم أكله من قبل سمكة قرش ‫كبيرة بيضاء وعاش ليحكي لنا عن ذلك.
    Sen şu başımı belaya sokan Jack pisliği misin? Open Subtitles هل أنت ذلك المدعو جاك الذي يجلب لي المشاكل?
    - Sen şu dükkana gelen sahte polissin. Open Subtitles أنت ذلك الشُرطي المُزيّف الذي كان موجودا في المحل.
    Sen şu karısını öldüren kurnaz bankacısın. Open Subtitles أنت ذلك المصرفى الذكى الذى قتل زوجته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more