"أنت لا تستطيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • edemezsin
        
    • yapamazsın
        
    • olamazsın
        
    • edemezsiniz
        
    • veremezsin
        
    İnsan iki efendiye birden hizmet edemez. Hem Tanrı'ya hem de paraya hizmet edemezsin. Open Subtitles الرجل لا يستطيع خدمة الاسياد أنت لا تستطيع خدمة كلا الله والمال
    Hayatı kontrol edemezsin. Hayatın sonu mükemmel değildir. Open Subtitles ، أنت لا تستطيع التحكم بحياتك إنها لا تنتهي بصورة ممتازة
    Cevap vermemezlik edemezsin. Bunu bilmeliyim. Open Subtitles أنت لا تستطيع أن ترفض .الإجابة، يجب أن أعرف
    Bunu Rocky'ye yapamazsın. İzin vermem. Open Subtitles أنت لا تستطيع ان تفعل لروكى أنا لَن أَتركك
    Bekle, yapamazsın! Unutmuşum. O lezbiyen değil. Open Subtitles إنتظر، أنت لا تستطيع نسيت هي ليست سحاقية
    Perili ev diye bir şeyin varlığına inanıyor olamazsın. Open Subtitles أنت لا تستطيع الإعتقاد حقاً في ان هناك شيء كهذا كالبيت المسكون
    Ama dediğim gibi, herkesi tatmin edemezsiniz. TED لكن مثل ما أقول، أنت لا تستطيع إرضاء الجميع
    -Arabada ceza veremezsin. Open Subtitles أنت لا تستطيع إقعادي في لا سيارة أنا أليس بالإمكان أن يقعدك؟
    Evlat, bunun sebep olacağı baş ağrısını hayal bile edemezsin. Open Subtitles بني، أنت لا تستطيع تخيل الصداعِ الذي سيسببه هذا
    Frank'le rekabet edemezsin. Open Subtitles أنت لا تستطيع التنافس مع فرانك. هو وسيم، هو يحصل على دكانه الخاص.
    Bu civarlarda çevreyi rahatsız edici şeyler yaptığını inkâr edemezsin. Open Subtitles أنت لا تستطيع إنكار قلق البعض منك بسبب المادة التى تسيطر عليك
    Tehlikeli iştir. Şu anda meyve sineğiyle 3 raunt baş edemezsin. Open Subtitles هذه أعمال خطرة , الآن أنت لا تستطيع الذهاب لثلاث دورات مع ذبابة فاكهة
    Doğanın isteklerini sen kontrol edemezsin Malloy. Open Subtitles أنت لا تستطيع السيطرة على ما تريده الطبيعه، مالوي.
    Git buradan, Luke. Bana yardım edemezsin. Open Subtitles أخرج من هنا يا لوك أنت لا تستطيع مساعدتي
    Bunu bana yapamazsın Lily. Bütün gece bu anı bekledim. Open Subtitles أنت لا تستطيع عمل ذلك الزنبق إنتظرت طوال اللّيل
    Bunu yapamazsın.Adam öldürmek için Berlin'e gidemezsin. Open Subtitles أنت لا تستطيع تعمل ذلك. هارب إلى برلين لإغتيال الناس.
    Allah kahretsin' Onu cadde boyunca üç çatı kovaladım. Bunu yapamazsın. Open Subtitles طاردته على أسطح البنايات أنت لا تستطيع أن تفعل هذا
    Kötü bir gün geçirdin diye birden bire, aniden en iyi arkadaşım olamazsın. Open Subtitles أنت لا تستطيع فجأة ان تكون أفضل صديق لى فقط لانك صادفت يوما سيئا.
    Sen bir kadına karşı asla dürüst olamazsın. Open Subtitles أنت لا تستطيع أن تكون صادقا مع امرأة واحدة فقط
    Muhtara gitmeden bir şey elde edemezsiniz. Boston'un başı odur. Open Subtitles أنت لا تستطيع الحصول على لا شيء بدون رئيس العمال انه صاحب النفوذ في بوسطن
    Ama bir kanun adamı olarak, bir kanıtı yok edemezsiniz. Open Subtitles و لكن كموظف مسئول عن تطبيق القانون أنت لا تستطيع إفساد الدليل
    Basketbolu elinden almalarına izin veremezsin. Open Subtitles أنظر. أنت لا تستطيع تركهم يأخذون كرة سلة بعيدا عنك، رجل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more