Yine 30 dakika geç kaldın. Bu seferki gerekçen nedir? | Open Subtitles | أنت متأخر 30 دقيقه مرة أخرى ماهو عذرك هذه المرة؟ |
Sadece geç kaldın amigo, olay bu. | Open Subtitles | أنت متأخر للغاية فحسب يا صديقي، هذا كل ما في الأمر |
İşe geç kaldın. On dakika önce gidecektin. | Open Subtitles | أنت متأخر على العمل ظننت أنك ذهبت من 10 دقائق |
Çok Geciktin. Çok büyük bir finali biraz önce kaçırdın. | Open Subtitles | أنت متأخر جداً لقد فوّت على نفسك نهاية محركة للمشاعر |
Tanıştırayım, Tacoma'dan Garth. Geciktin ama geldiğine sevindim. Yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | قابل غراث من تاكوما أنت متأخر اليوم و لكنني أحتاج مساعدتك |
geç kaldınız. Bende sizi aramak üzereydim. | Open Subtitles | أنت متأخر كنت على وشك الإتصال بك |
Bu kadını gömdüğün için mi çok geç kaldın? | Open Subtitles | هل أنت متأخر جدا لأنك كنت تدفن هذه الإمرأة؟ |
Yine geç kaldın, Costanza, şimdi iyi dinle. | Open Subtitles | أنت متأخر ثانية يا كوستانزا لذا أنصت جيداً. |
- geç kaldın. - Dakiklik. Bunu severim, pek severim. | Open Subtitles | أنت متأخر الدقة في المواعيد ، وأنا أحب ذلك ، أنا أحب ذلك |
- ...maildeki referansa bakıyorsan çok geç kaldın. | Open Subtitles | من أجل رسائل العمل إلى رسائله الخاصة إذا أنت متأخر ماذا ؟ |
Sizi bekliyordu. Detroit uçağınıza geç kaldın. | Open Subtitles | كان ينتظرك، أنت متأخر عن رحلتك لديترويت. |
Otobüs kalktı, yine geç kaldın. | Open Subtitles | ♪ لقد ذهب حافلة المدينة، ♪ ♪ أنت متأخر مرة أخرى ♪ |
Bu soru için biraz geç kaldın ama kullanıyorum elbette. | Open Subtitles | أنت متأخر بهذا السؤال قليلاً، لكن، نعم بالطبع |
geç kaldın çünkü dünden kalmasın. | Open Subtitles | أنت متأخر لأنك فقط الحصول على المنزل من الليلة الماضية. |
geç kaldın. | Open Subtitles | في غرفة الأوزان في الأسفل أنت متأخر 10 دقائق |
Vay. Zaten geç kaldın. Bir kazaya neden olmayalım. | Open Subtitles | مهلا، أنت متأخر بالفعل ليس و كأن الأمر قد يؤول إلى حادث |
Çok Geciktin. Çok büyük bir finali biraz önce kaçırdın. | Open Subtitles | أنت متأخر جداً لقد فوّت على نفسك نهاية محركة للمشاعر |
Bana rapor vermek için bir saat kadar Geciktin, Dedektif. | Open Subtitles | أنت متأخر لأكثر من ساعة لتعطني التقرير , أيها المحقق |
Geciktin. Bu neden geciktiğime bağlı. | Open Subtitles | أنت متأخر هذا يتوقف على ما الذى تأخرت عليه |
Çok geç kaldınız, bayım. Herkes sizi bekliyor. | Open Subtitles | أنت متأخر جداً، سيدي الجميع بإنتِظارك |
Evet, bir buçuk saat geç kaldınız bu yüzden neden gelmediğinizi görmek istedim ve şimdi biliyorum. | Open Subtitles | أجل , أنت متأخر نصف ساعة الآن لذافقررتأن أنزلإليك... لأري ما الذي يُؤخرك , والآن عرفت |
Annenin bakım harcamaları için geridesin, değil mi? | Open Subtitles | أنت متأخر في تسديد دفعات مركز الرعاية الخاص بوالدتك، صحيح؟ |
- 20 dakika geciktiniz Bay Caspar. | Open Subtitles | - أنت متأخر عشرين دقيقة يا سيد كاسبر. |