| Şu enayiyi eksem de Sen ve ben buradan gitsek nasıl olur? | Open Subtitles | مارأيك أن أبرح هذا الأحمق و أنت وأنا نخرج من هنا ؟ |
| Bunu daha önce yaşamıştık, Sen ve ben, hatırladın mı? | Open Subtitles | لقد كنَا هنا أنت وأنا من قبل، أتذكر؟ أنا أذكر |
| Neden bir yerlere gitmiyoruz? Sen ve ben, baş başa? | Open Subtitles | لماذا لا نذهب إلى أي مكان ، أنت وأنا وحدنا؟ |
| Sen ve ben bunu sonra çözebiliriz. kapıyı aç Jenkins. | Open Subtitles | أنت وأنا يُمْكِنُ أَنْ أَصفّي حسابَنا لاحقاً، يَفْتحُ البابَ جينكنز. |
| Güzel günlerdi, dostum, Senle ben fıstık ezmesiyle jöle gibiydik. | Open Subtitles | أوقات طيبة يا صاح أنت وأنا مثل زبدة الفستق والهلام |
| Bir şekilde, Sen ve ben bu yaptıklarımızdan ötürü ifade vereceğiz. | Open Subtitles | في وقت ما أنت وأنا سنقوم بالشهادة حول ما فعلت الأن |
| Sen ve ben başka insanlar zarar görmeden bu şeyi durduracağız. | Open Subtitles | سوف نوقف هذا الشيء، أنت وأنا قبل أن يصاب أحد آخر، |
| Sadece Sen ve ben, el ele, her şeye rağmen. | Open Subtitles | فقط أنت وأنا. يد بيد, على الرغم من كل شيء. |
| Nasıl oldu da Sen ve ben böyle farklı yollara sapabildik? | Open Subtitles | كيف يتم ذلك أنت وأنا يمكن أن يكون إلا هذا الحديث |
| Sen ve ben, bağlı gibiyiz, bunun gibi, değil mi? | Open Subtitles | أنت وأنا , نحن متلاحمين هكذا , ألأيس كذلك ؟ |
| Dinle, tamamen bitti derken ne demek istedin, Sen ve ben... | Open Subtitles | ماذا ستقول عندما ينتهي كل ذلك ، عن علاقتنا أنت وأنا |
| Bana güvenmemen çok kötü, ben de sandım ki şey, sen...Sen ve ben, anneni hapishaneden çıkarabiliriz. | Open Subtitles | سئ جداً أنك لا تثق بى لأنى أعتقد أنت وأنا, ربما نخرج أمك من السجن |
| Fry adındaki adam California'da para içinde yüzüyor bizse buraya sürüklendik, Sen ve ben. | Open Subtitles | أي يدور مسمى قطرات صغار السمك محفظة في كاليفورنيا، ونحن نصفي هنا، أنت وأنا. |
| Sen ve ben, başbaşa. | Open Subtitles | يجب أن نذهب بعيدا في مكان ما في البلاد، فقط أنت وأنا وحدك. |
| - Sen ve ben asık suratlarla, adamın karısını öldürmediğini anladığımız için üzülüyoruz. | Open Subtitles | أنت وأنا بوجوهنا الكئيبة أستسلمنا إلى اليأس لأننا إكتشفنا أن الرجل لم يقتل زوجتة |
| - Sen ve ben asık suratlarla, adamın karısını öldürmediğini anladığımız için üzülüyoruz. | Open Subtitles | أنت وأنا بوجوهنا الكئيبة أستسلمنا إلى اليأس لأننا إكتشفنا أن الرجل لم يقتل زوجتة |
| Sana söyleyeyim, önce birisi olmalısın, ve sonra Sen ve ben onları haklayabiliriz. | Open Subtitles | أتعرف بالأول، كن أحدهم أنت وأنا سنحاصرهم |
| Birlikte, Sen ve ben ateşin bulunmasından sonra, bilime en büyük katkıyı yapacağız. | Open Subtitles | معا أنت وأنا سنحقق المساهمة الوحيدة الأعظم فى تاريخ العلم |
| Tatlım, bu işi Senle ben yapsak daha iyi, tamam mı? | Open Subtitles | حبيبتي، أسمعي أنت وأنا سنكون أفضل بأن نفعل هذا سوية، إتفقنا؟ |
| Babam çalıştığına göre Cumartesi bir şeyler yapalım mı, Seninle ben? | Open Subtitles | لذا عندما يذهب والدي للعمل هل تريدين أن نفعل شيئا يوم السبت أنت وأنا لوحدنا؟ |
| İkimiz de içeri girdik ama bize bir şey olmadı. | Open Subtitles | أنت وأنا كنت كلا في هناك، ولم يحدث شيء إلينا. |
| Niye Siz ve ben benzeriz, niye Iraklılar ve Japonlar ve Avusturalya yerlileri ve Amazon Nehri sakinleri birbirlerine benzer. | TED | لماذا أنت وأنا مشتابهين، لماذا العراقيون واليابانيون وسكان استراليا الأصليين وشعب نهر الأمازون متشابهون. |
| İkimizin çok ortak yönü var. | Open Subtitles | أنت وأنا لدينا الكثير من الصفات المشتركة |