Yarın geceki toplantıya katılacak dikkate değer kişilerden birisisin. | Open Subtitles | أنت واحد من أهم الأشخاص الذين سيحضرون في مساء الغد |
Sen... şu sıralar çıktığım pek çok adamdan sadece birisisin. | Open Subtitles | أنت واحد من الرجال الذين صادف أن أواعدهم في هذا الوقت |
Ayrıca yattığım tek kişi sensin. | Open Subtitles | علاوة على ذلك... ... أنت واحد أريد أن أنام معها. |
"Aradığım kişi sensin yazan yüzlerce kart." | Open Subtitles | مئات فوق مئات من البطاقات، كل معلنا، "أنت واحد". |
Lütfen, tanrım. Hayır. sen de onlardansın, değil mi? | Open Subtitles | أرجوك, يا إلهي, كلا أنت واحد منهم أليس كذلك؟ |
Siz, biyolüminesansın gücünü anlamayı çok geç öğrenen okyanusun dibindeki çoğu canlıdan sadece birisiniz. | TED | أنت واحد من بين كثير من المخلوقات فى عمق المحيط الذى يتعلم ولكن بعد فوات الآوان أن يقدر قوة الضيائية الحيوية. |
Hasta olan sensin, ama hala iyimsersin. | Open Subtitles | أنت واحد هو أن سوء، حتى الآن أنت متفائل. |
Pat çok eski kafalı olabilir, programındaki sohbet ve telefon alma olayları ama sen bizden birisin. | Open Subtitles | قد يكون بات ديناصور، وملء برنامجه مع شيت الدردشة والهاتف الإضافية مثل ذلك هو عام 1983، ولكن أنت واحد منا. |
Şanslı olanlar sizsiniz, emin ol. | Open Subtitles | أنت واحد من المحظوظين، ثق فيّ. |
En iyilerden birisisin. Eminim zirveye çıkacaksın. | Open Subtitles | أنت واحد من ألأفاضل وتستطيع أن تصعد مباشرة الى القمة |
Sen onlardan birisisin. Sen, dışarıdaki şu iğrenç kokuşmuşluğun bir parçasısın. Öyle iğrençsiniz ki tiksinmeden dışarı bile çıkamıyorum. | Open Subtitles | أنت واحد منهم, جزء من العفن, الذي يفعلها لكي لا أستطيع الخروج بدون إستحمام |
Hakkında hiç konuşmadığı kişi sensin. | Open Subtitles | أنت واحد وقال انه لم تحدث عنها. |
Düşmanlarımı durdurabilecek olan kişi sensin. | Open Subtitles | أنت واحد الذي يمكن أن يوقف أعدائي. |
sen de o taş ocağından atılan adamlardan birisin değil mi? | Open Subtitles | قل لي شيئا , هل أنت واحد من أولئك الرجال الذين كانوا قد أوقفوا عن العمل في مقلع الحجارة ؟ |
Ah, sen de her zaman doğru cevabı bilen parlak genç adamlardan birisin, değil mi? | Open Subtitles | أوه . أنت واحد آخر من أولائك الشباب الملعين الذين دائما يعرفون الإجابة الصحيحة أليس كذلك ؟ |
Sizler böbreğini hiç tanımadığı birine bağışlayan iki binden daha az Amerikalıdan yalnızca birisiniz. | TED | أنت واحد أقل من 2,000 أمريكي الذين قاموا بمنح كلية إلى شخص غريب. |
Olimpiyat atletlerinden birisiniz. | Open Subtitles | نعم. أنت واحد من رياضيي الفريق الأولومبي |
Tüm suratı sosla kaplı olan sensin! Al şu tabağı! - Hayır! | Open Subtitles | أنت واحد مع صلصة الجناح الجاموس في جميع أنحاء وجهك. |
Benim gördüğüm, Bates, günleri sayılı olan sensin. | Open Subtitles | إن الطريقة التي أرى أنها، بيتس، أنت واحد التي يتم ترقيم أيام. |
sen bizden birisin, seçilmişlerden birisin. | Open Subtitles | أنت واحد منا , واحد من المختارين |
Michael, sen bizden birisin. Gidelim! | Open Subtitles | مايكل، أنت واحد منا, لنذهب |
Şanslı olanlar sizsiniz, emin ol. | Open Subtitles | .أنت واحد من المحظوظين، ثق فيّ |