"أنت يُمْكِنُ أَنْ" - Translation from Arabic to Turkish

    • edebilirsin
        
    • Böylece
        
    • İstersen
        
    • alabilirsin
        
    • atabilirsin
        
    • edebilirsiniz
        
    Bir tane puroyu feda edebilirsin, değil mi? Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تُنقذَ هذه سيجار , انا واثق؟
    Kitaba bakıp, kolyenin nerede olduğunu öğreneceğiz ve onu bulduğumuzda, yeni ailene veda edebilirsin. Open Subtitles نحن سنفحص الكتابَ، لنكتشفْ اين يوجد العقد وعندما نَحْصلُ عليها أنت يُمْكِنُ أَنْ تقبّلْ عائلتَكَ الجديدةَ مع السّلامة.
    Böylece bu işin sonsuza kadar uzayıp gitmesi. Open Subtitles حَسناً، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَرى المسألة ستكون ذهاباً وإياباً إلى الأبد.
    Nereme istersen dokunabilirsin. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَمْسَّني أي مكان تُريدُ.
    Rafların en üstündeki her şeyi alabilirsin. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَحْصلَ على كُلّ المادة مِنْ الرفِّ الأعلى.
    Çöpleri atabilirsin, garajı süpürebilirsin, arabamı yıkayabilirsin. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَأْخذَ القمامةَ للخارج تكنسْ المرآبَ، تغْسلُ سيارتَي.
    Siz de bana yardım edebilirsiniz. Open Subtitles بالرغم من أن، هناك شيء صغير واحد أنت يُمْكِنُ أَنْ تُساعدَني مَع.
    Nasıl olur bilirsin, organize edebilirsin. Open Subtitles تَعْرفُ هكذا، أنت يُمْكِنُ أَنْ تُنظّمَه.
    - Peki. Evde ziyaret edebilirsin. Open Subtitles الموافقة، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجيءَ زيارةَ.
    Konuş onunla, ikna edebilirsin. Open Subtitles انه الولد الذى اريده لبوجا أنت يُمْكِنُ أَنْ تُقنعَها. تكلّمْ معها
    Onu atlatabilirsen bu işe devam edebilirsin. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجْعلَه خلال ذلك، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَبقي عَمَل هذا العملِ.
    Dostum, belki yardım edebilirsin. Open Subtitles الرجل، لَرُبَّمَا أنت يُمْكِنُ أَنْ تُساعدَ.
    Böylece patronlarına bilgi verip elmasları ele geçirebilirsin. Open Subtitles لذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تُعلمَ رؤسائَكَ و و تكتسبْ الماسَ.
    Doğru peruk, elbise ve hareketlerle... onun kız arkadaşına benzeyebilirsin, Böylece eve girersin. Open Subtitles بالباروكةِ الصحيحةِ , ملابس, ، أنت يُمْكِنُ أَنْ إنظري جيدا للصورة لتتشبهي بصديقته لتتمكني من دخول البيت
    İstersen çocuklara para gönderebilirsin. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ ما زِلتَ تُرسلُ مالَ إلى الأطفالِ.
    Ne zaman istersen ödersin. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ فقط تَنتقمُ منني حينما أنت توَدُّ.
    Önce ayaklarını yıkarsan, abdest alabilirsin. Open Subtitles إغسلْ أقدامَكَ أولاً، ثمّ أنت يُمْكِنُ أَنْ تَستحمَّ.
    Yanından geçerken kokuyu alabilirsin. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَشتمَّه عندما تَمْرُّ بالسيارة عليه.
    -Sen bir kadınsın öfkeni sonsuza dek içine atabilirsin. Open Subtitles أنت إمرأة. أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتمسّكَ به إلى الأبد.
    Suratımı düzelterek bana yardım edebilirsiniz. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تُساعدَني بتَثبيت وجهِي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more