Bu çok önemli. Burunları olabilir, saçları olabilir, auraları bile olabilir. İtirazım yok, ama birbirinize bakın ve bir iltifatta bulunun. | TED | قد يكون شيئاً مميزا في أنوفهم أو شعرهم أو حضورهم أرجوكم أنظروا الى من جانبكم، أمدحوهم. |
Beyler, geleceğin motorlu aracına göz atın! Vay canına! Vay canına, şu arabaya bakın! | Open Subtitles | سادتى أنظروا الى سيارة المستقبل انظر لتلك السيارة |
Şu orospu çocuklarına da bakın hele. | Open Subtitles | حسناً، أنظروا الى أنفسكم أيها السفلة الضخام |
Çok da tatlı. Şuna bakın. | Open Subtitles | ها هو الولد الصغير واللطيف أنظروا الى الولد الصغير |
Ayrıca şu keskin kısma bak. Bu onlara zarar verebilir. | Open Subtitles | أنظروا الى تلك المنطقة الناعمة , ستثير جنونهم |
Sizlere verdiklerime bir bakın. Düşünün orospular! | Open Subtitles | أنظروا الى كل ما قدمت لكم أنظروا, يا عاهرات |
Hey çocuklar, buraya gelin. Şuna bir bakın! Koca kafasını parmaklıklara sıkıştırmış. | Open Subtitles | أيها الرفاق، أنظروا الى هذا لقد علق رأسة |
Şuna bakın. İşte benden saklanan ekmek parçası. | Open Subtitles | حسناً،أنظروا هناك أنظروا الى هذا لقد كان يختبيء مني |
Bay Mükemmel'e bakın. İşte gözünü bile kırpmayan adam. | Open Subtitles | أنظروا الى السيد الكامل السيد المستيقظ طوال اليوم |
Şuna bakın, saat daha sabahın 6'sı ve ailem şimdiden gülümsüyor. | Open Subtitles | أنظروا الى هذا، السادسة صباحاً وعائلتي تبتسم |
Hayatım boyunca akıntıya karşı yüzdüm. Sonu nereye vardı, bakın. | Open Subtitles | كنت أسبح ضد التيار طوال حياتي أنظروا الى أين أوصلني ذلك |
Bu konuyu konuşmak istemiyorum. Şu sıska sürtüğe bakın hele. bakın kim gelmiş. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث بهذا الأمر. أنظروا الى تلك العاهرة النحيفة. أنظروا من هنا. ماذا بك يا عاهرة ؟ ضعي الممسحة أرضا. |
Yani, kızıma yaptığım şu umutsuz berbatlığa bakın. | Open Subtitles | أعنى أنظروا الى كل هذة الفوضى التى فعلتها بابنتى |
Bu bayanın resmine bir bakın -- neler yaşadığını kim bilebilir ki? -- ve kopya diyor ki: ''Nasıl tüylerimi ürperteceğimi iyi biliyor.'' | TED | أنظروا الى تلك السيدة في الصورة -- من يعلم ما تمر به؟-- والجملة بجانبها تقول:"إنه يعرف تماما كيف يصيبنب بالقشعريرة." |
Bütün arkadaşlarına gösterir. "İzime bakın, o yaptı. " | Open Subtitles | وستتباهى بها أمام صديقاتها "أنظروا الى العلامة التى تركها حبيبى على" |
Şu iki adama bakın. Molanın ne anlama geldiğini bilmiyorlar. | Open Subtitles | أنظروا الى هذانِ الرجلان لايعرفان معنى "وقت مستقطع" |
- Şu göğüslere bakın! - Çocuklar! | Open Subtitles | ـ أنظروا الى هؤلاء الضيوف ـ يا أولاد |
Şuna bakın... Şu çatlağa bakın. | Open Subtitles | تفحصوا ذلك أنظروا الى كعكة الفواكه هذه |
Çok şeker, küçük bir çocuk. Ufaklığa bak. | Open Subtitles | هاهو الولد الصغير واللطيف أنظروا الى الولد الصغير |
Bu posta damgalarını işaretledim, ve şuna bak. | Open Subtitles | قمت ُ برسم تخطيط لتلك الأختام و أنظروا الى هذه |
- Şuna bak. Oh, hayatım hayır. - Joe. | Open Subtitles | أنظروا الى هذا- جو , لا أعرف أذا كان ليك واحدة- |