"أنظر في" - Translation from Arabic to Turkish

• içine bak
• baktığımda
• bakıyordum
• bakın
• bak ve
• içine bakıp
• içine bakmak
• içine bakarım
• içine bakıyorum
• bakmaya
• fotoğraflara

Gözlerimin içine bak ve o kızın nasıl bir hayat yaşadığını bana söyle.
أتعرف، أنظر في عيني، ..حسنا. وتُخبرني أي نوع من الحياة تعتقدُ سيكون لديها.

Gözlerimin içine bak ve söyle... Sen de ondan ayrılmanın acısını çekmiyor musun?
فقط أنظر في عيني وقل أنك لا تشعر بألم الفراق عنه

Kim olsa, her ne yapmış olsa da direk gözünün içine bak.
مهما كانت هويّته أو ما فعله أنظر في عينيه مباشرة

Ve ona baktığımda, birlikte olduğumuzu hayal ediyorum, ne demek istediğimi anlıyor musun?
وعندما أنظر في وجهه، اتصور بأن امارس الجنس معه، إذا حصلتي على انجرافي

Ama ben buna yoğun duygularla ve yoğun hislerle bakıyordum sadece bu fotoğraflara bakarak meydana çıkan hislerle.
لكني كنت أنظر في هذه الإنفعالات الشديدة والمشاعر التي خرجت من الناس بمجرد رؤيتهم لتلك الصور.

Michael Hawley'e bakın, ya da Dean Kamen'e ya da benim babaanneme.
حسنا، أنظر في هاولي مايكل ، أو انظر إلى دين كومن او انظر إلى جدتي

Gözlerinin içine bakıp, gizlediği ihaneti görmeden olmaz.
ليس قبل أن أنظر في عينيه، وأرى إذا كانت الخيانة تقبع هناك

Yüzlerini görmek, gözlerinin içine bakmak isterim.
يجب أن أرى وجوههن و أنظر في عيونهن

Çünkü ne zaman yeni anne olmuş bir kadın bebeğini kontrole getirse bebeğin gözlerinin içine bakarım ve bilmediklerini anlarım.
لأن كلما تأتي الأمهات بصغارهن لأجل الفحوصات أنظر في عيون الصغار وأعرف بأنهم لايدركون

Bazen gözlerinin içine bakıyorum ve tanımadığım bir bakış yakalıyorum.
أنظر في عينيه أحياناً فأرى نظرةً لا أعرفها.

Beni öldürmeden önce en azından gözlerimin içine bak korkak herif.
على الأقل أنظر في عيني قبل أن تقتلني, أيها جبان.

Bir daha köyde yürüdüğünde cemaatinin gözlerinin içine bak.
في المرة القادمة التي تتمشى في أرجاء قريتك أنظر في عيون أتباعك

Gözlerimin içine bak ve yanıldığımı söyle
أنظر في عيني وأخبرني أنني مخطئة

- Ama nasıl? - Yüreğinin içine bak.
ـ لكن كيف أستطيع ـ أنظر في داخل قلبك

Birincisi, gözlerinin içine bak ve kalbinden geçeni söyle.
واحد ، أنظر في عينهم وتحدث من القلب

Göster kendini, gözlerimin içine bak ve ne diyeceksen de.
أخرج، أنظر في عيني و قل ما تريد قوله

Evet, sorun da bu ama profiline baktığımda onunla ilgili hiçbir şey bulamıyorum.
حسنًا، أجل، هذه المشكلة ولكنّي أنظر في حسابه ولكن لا شيء هنا عنه.

Artık aynaya baktığımda sadece kendi görüntümü değil, beni ben yapan kadınları da görüyorum.
الآن أنظر في المرآة ولا ارى صورة لنفسي فقط ، ولكن للنساء الذين جعلوني من أنا اليوم.

Hanno'nun gözlerine baktığımda,... pek çoğunun yüzündeki korkuyu görüyorum,... sevdiklerini Goa'uld birleşmesi için hazırlarlarken.
عندما أنظر في عيني هانو أرى الرعب على وجوه العديد من الاخرين بينما أحبائهم يستعدون لاستيعاب الجواؤلد

Son 20 yıldır insanların e-mail, cep telefonu, telefon mesajları, gibi kanalları nasıl kullandıklarına bakıyordum.
طوال 20 سنة، كنت أنظر في كيف يستخدم الناس القنوات مثل البريد الإلكتروني، الهاتف المحمول، الرسائل النصية، والخ.

- Sana bildiklerimi anlattım bundan vazgeç. - Efendim şu çantaya bakın.
لقد أخبرتك كلّ شيء أعرفه، تنازل أنظر في الحقيبة

Onun gözlerinin içine bakıp soru sormak istiyorum.
أريد أن أنظر في عينيه وأود فقط أن أسئله بعض الأسئلة

Seni öldürürken gözlerinin içine bakmak istiyorum.
أريد أن أنظر في عينيك عندما أقتلك.

Gözlerinizin içine bakıyorum ve ruhunuzu bir kaynak suyu kadar berrak görüyorum.
-عندما أنظر في عينيك أري قلبك -مليئ بماء الربيع -أري أنك إنسانة جميلة

Böylece ben de tutkuyla ilgilenmeye başladım. Verimlilikle etkililik farkına bakmaya başladım --
لقد بدأت أنظر بنظرة شغف، وبدأت أنظر في الكفأة مقابل الفاعلية،