"أنك لديك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu
        
    • var
        
    • bir
        
    Frank, sana hiç sende kendine acıma eğilimi olduğunu söyleyen oldu mu? Open Subtitles فرانك، هل أخبرك شخص ما أنك لديك ميل طبيعي لرثاء النفس؟
    Ona elinde Başkan'ın seks skandalıyla ilgili bazı bilgiler olduğunu söyle vicdanını rahatsız ediyormuş. Open Subtitles أخبريه أنك لديك معلومات . .. عن الفضيحة الجنسية هذه مسئوليتك
    Bu sen olmalısın. Fakat buna cesaretin olduğunu zannetmiyorum. Open Subtitles يجب أن يكون هذا أنت لكنى لا أعتقد أنك لديك أحشاء لذلك
    Yükseklik korkum var da ne demek? Buraya neden çıktın? Open Subtitles بما أنك لديك رهاب الأماكن المرتفعة لماذ صعدت إلى هنا؟
    Ve Tanrıya şükür,içten gelerek o refahta dünyayı umursayan iki insanımız var. TED و أشكر الله أنك لديك شخصين يهتمان جوهريا بالعالم و بتلك النوعية من الثروة.
    Demek istiyorum ki, sizin sahte bir biyolojiniz, sahte bir dininiz var. Open Subtitles أقصد، أنك لديك علم الأحياء الوهمي، الدين الوهمي
    Benim ve ekibimin size olan güveninin tam olduğunu bilmenizi isterim. Open Subtitles أريد أن تعلم أنك لديك دعم كامل منى ومن هذا الأسطول كله
    Posta odasında çalışan çocuklar için birşeyin olduğunu duydum. Open Subtitles سمعت أنك لديك شئ للرجال الذينيعملونفي غرفةالبريد.
    Kasabaya kaçak malları kimin soktuğuna dair bilgin olduğunu duydum. Open Subtitles أخبرك أنك لديك معلومات حول من يقوم بتهريب سلع مهربة الى المدينة
    Lütfen, araban kontrol edilmeden bu şeyi Teksas'a götürmek için parlak bir planın olduğunu söyle. Open Subtitles أرجوك أخبرنى يا روبرت أنك لديك خطه عبقريه لنقل هذا الشىء طوال الطريق الى تكساس دون أن يفتش أحد شنطة سيارتك
    Şefin bakmamı söylediği ilk yer burasıydı ama ona çok sağlam bir mazeretin olduğunu söyleyeceğim. Open Subtitles هذا هو أول مكان طلب مني الرئيس أن أنظر إليه ولكني سأخبره أنك لديك حجة غياب مثالية
    Reddemeyeceğim bir teklifin olduğunu duydum. Open Subtitles إذاً سمعت أنك لديك عرض لا أستطيع أن أرفضه
    Ve aklında yıldız falından fazlası olduğunu düşünüyor. Open Subtitles و هو، يعتقد أنك لديك الكثير تفكر به أكثر من مجرد علم الأبراج.
    Korkarım inanılması zor şeyleri yasamak şansızlığım var. Open Subtitles أخشى أنك لديك الموهبه على مواجهه الأشياءالتىلا يمكنلغيركإيجادها.
    Görünüşe bakılırsa senin içinde de bir şeyler var, öyle değil mi? Open Subtitles يبدو أنك لديك شيئاً بداخلك بالفعل ، أليس كذلك؟
    - Burda sadece biraz fazla testosteron var o kadar. Open Subtitles يبدو أنك لديك الكثير من الهرمونات تجرى فى دمك
    Unutma, iki büyük annen var ama içlerinden sadece biri seni tıp fakültesine gönderebilecek parayı bastırabilir. Open Subtitles وتذكر أنك لديك جدتين، ولكن واحدة فقط من لديها المال الكاف لتدخلك كلية الطب
    Nadir görülen bir kan hastalığın var. Open Subtitles لا مجال أن نخبر أحد بهذا غيرك أنك لديك مرد نادر في الدم
    Üzerine gidilecek bir şey varsa söyle, ben de gideyim. Open Subtitles لأنه دخل في رأسك وأربكها أخبرني أنك لديك شيء أتبعه وأنا سأتصرف
    Şu anda bir sevgilinin olması her şeyden önemliymiş gibi görünebilir. Open Subtitles كيدى , أعلم أنك لديك صديق. ربما تنظرين إليه على أن إمتلاكه أفضل شىء فى هذا العالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more