"أننا لم" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmamız
        
    • Henüz
        
    • değiliz
        
    • biz hiç
        
    • olmadığı için
        
    • pek
        
    • Bizim
        
    • etmedik
        
    • emin olmak
        
    • hiç konuşmadık
        
    • umarsız
        
    Fakat bunun bir nedeni de buna izin vermemiş olmamız. Open Subtitles ولكن.. جزء من هذا بسبب أننا لم نسمح لهم بهذا
    Sizinle buluşmak bir zevkti. Ama sizinle hiç buluşmamış olmamız kötü. Open Subtitles أتعلمين، لقد سرّني لقاؤكِ، ولكن من العار أننا لم نلتقِ أبدًا.
    Sanatçılara sahibiz, ancak ne yazık ki onları Henüz keşfedemedik. TED لدينا فنانين، لكن لسوء الحظ أننا لم نكتشفهم حتى الآن.
    İnsanoğlu, günümüzde 71 yıllık ortalama bir yaşam süresine sahip, ki bunun anlamı yeryüzünün en uzun yaşayan sakinine yakın bile değiliz. TED متوسط عمر البشر المتوقع حاليًا هو 71 سنة، مما يعني أننا لم نقترب حتى من كوننا أطول سكان الأرض عمرًا.
    biz hiç izci olmadık, annemiz bizi göndermeyecek kadar tembeldi. Open Subtitles أننا لم نكن في الكشافة، أمنا كانت كسولة للغاية لكي تلحقنا بها
    Ama ortada bir suç olmadığı için bize hiçbir şey yapamayacaklar. Open Subtitles ولكن , طالما أننا لم نرتكب جرماً ، فإنهم لن يمسونا
    Müzik ve spor zevklerimizin pek uyuştuğunu söyleyemeyeceğim ama hepinizi özleyeceğim çocuklar. Open Subtitles أعرف أننا لم نتفق ،حول الموسيقى والرياضة لكن سأشتاق إليكما هيا، مصافحة
    Belki de, Bizim artık bir tehdit olmadığımızı bildikleri içindir. Open Subtitles ربما لأنهم ربما عرفوا أننا لم نعد نمثل تهديدا لهم
    Sanırım nefrete karşı o kadar umarsız olduk ki bunun ölümcül bir şiddete dönüşeceğini hiç hayal etmedik. TED أعتقد أننا أصبحنا مخدرون تجاه الكراهية لدرجه أننا لم نكن نتصور أن يتحول الأمر إلى جريمة.
    Sadece bir şeyi unutmadığımıza emin olmak istiyordun, çünkü bu iş yürümeli. Open Subtitles أحببت فقط الإطمئنان أننا لم ننسى شيئا، لأن هذا يجب أن ينجح
    Dinle, biliyorum bu konuda hiç konuşmadık ama kendimi öldürmeye çalışmadığımı biliyorsun dimi? Open Subtitles إذن اسمع, أعلم أننا لم نتحدث عن ذلك أبداً,‏ لكن أنت تعلم أنني لم أحاول قتل نفسي, صحيح؟
    Buzdolabının icadı ve artık bozulmuş etler yemiyor olmamız. TED إنه اختراع الثلاجة، و حقيقة أننا لم نعد نتناول لحوما فاسدة.
    En önemlisi bu süreçte beynin sağlıklı kısmınında çoğunu almamış olmamız. TED الأمر الأكثر أهمية هو أننا لم نضطر لاستئصال كميات كبيرة من الدماغ السليم خلال العملية.
    Temel olarak, aya gidebilmemizin sebebi, ekonomistleri dinlememiş olmamız. TED ولذا في الأساس، سبب وصولنا الى القمر هو، أننا لم نستمع الى الإقتصاديين.
    - Onları görmüyor olmamız, oralarda bir yerde olmadıkları anlamına gelmez, efendim. Open Subtitles لا يعنى أننا لم نراهم بعد فقط يا سيدى أنهمغيرمتواجدونبالمكان.
    Ama sana şunu söylemem lazım ki... Henüz kavrayamadığımız müthiş bir gerçek var. Open Subtitles و لكنى أقول لك شيئاً هناك حقيقة عظيمة أننا لم نتكهن حتى الآن
    Bu da demek oluyor ki, artık işlemlerimizin güvenliği için bankalara itibar etmek zorunda değiliz. TED وهذا يعني أننا لم نعد في حاجة إلى الاعتماد على المصارف لتأمين معاملاتنا المالية.
    biz hiç izci olmadık, annemiz bizi göndermeyecek kadar tembeldi. Open Subtitles أننا لم نكن في الكشافة، أمنا كانت كسولة للغاية لكي تلحقنا بها
    - Askerlerine ihtiyacımız olmadığı için çok memnunum. Open Subtitles مسرور أننا لم نكن بحاجة لجنودك اليوم نعم حقاً ..
    Ana enkazda pek yapabilecekleri bir şey yoktu. Orası bayağı -- yapılabilecek bir şey kalmamıştı. TED إلا أننا لم نستطع عمل الكثير في كومة الحطام، لم يتبق الكثير لنعمله.
    Geminin kontrolünü ele geçiremediğimiz için de Bizim varlığımız ikinci planda kalıyor. Open Subtitles منذ أننا لم نستطيع السيطرة على السفينة ووجودنا هو السبب الثانى لذلك
    Sanırım senin intikamcı tanrılarından hiç birini rahatsız etmedik, ha? Open Subtitles أتعتقد أننا لم نغضب الألهة المتعطشة للانتقام ؟
    Bunu çizerek görebiliriz, ama gözümüzden bir şey kaçırmadığımızdan emin olmak için başka bir yolla deneyelim. TED بأمكاننا معرفة ذلك عن طريق الخطوط المرسومة، ولكن لنتأكد أننا لم نفوّت أي احتمالات، هذه طريقة أخرى.
    Biliyor musun, Atlanta'ya gelmeden önce Dallas'ta geçirdiğin çocukluk dönemin hakkında daha önce hiç konuşmadık. Open Subtitles أنت تعرف أن أننا لم يحصل حقا فرصة الحديث عن طفولتك في دالاس، قبل أن تنتقل إلى أتلانتا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more