Senin ve senin dünyan hakkında bazı şeyler söylediğimi biliyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | أعلم أنني قلت أشياءً عنكِ و عن عالمك، و أنا آسف |
Bunu daha önce çok söylediğimi biliyorum ama evimizdeki küçük bir kıza gerçekten çok korkunç bir şey yapılmış. | Open Subtitles | أعلم أنني قلت هذا العديد والعديد من المرات من قبل لكن هناك شئ فظيع حدث لفتاة صغيرة في منزلنا |
Bunu daha önce söylemiştim ama sana tekrar hatırlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أنني أعتني بك إذا أصابه شيء أعرف أنني قلت لك ذلك من قبل |
Bazen hiçbirşey yapamayacağımızı söylemiştim hatırladın mı? | Open Subtitles | هل تذكر أنني قلت أنه أحياناً لا يمكننا عمل شيء؟ |
O olmadığını söylediğime göre, sanırım çok geçmeden çıkar değil mi? | Open Subtitles | حيث أنني قلت أنه ليس هو فأفترض أنه سيخرج قريباً ؟ |
Evet, öğlene kadar gelirim demiştim. | Open Subtitles | أعلم أنني قلت أنني سأكون هناك عند الظهيرة |
"Hatta kal" dediğimde o "telefonu kapat" dediğimi sanmış. | Open Subtitles | لقد إعتقد أنني قلت له أغلق الخط بينما كنت أقول له إبق على الخط |
Ayrıca sana Söylediklerimi ona anlatırsan Cleveland'dan ilk uçağa atlar ve enseni fena halde kızartırım. | Open Subtitles | وأذا اخبرتة أنني قلت ذلك سوف اقفز على اول طائرة من كليفيلند" وآتي الى هنا لضربك" |
Yıldızın etrafındaki maddenin sürüklendiğini söylediğimi hatırlıyorsunuz, değil mi? | TED | لعلكم تتذكرون أنني قلت أنه يتم سحب المادة المتواجدة حول النجم ؟ |
Şimdi seninleyim ve ona gerçeği söylediğimi düşünmeye başladım. | Open Subtitles | والآنهـاأنـامعك ، بدأت أعتقد أنني قلت لهـا الحقيقة |
Ona, beni yetiştiriş şeklinden hep minnettar kalacağımı söylediğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أتذكر أنني قلت لها أنني سأكون دوماً ممتنة لها لأنها قامت بتربيتي |
Eric. ellerini yıkayıp yemek için yukarı gelmeni söylediğimi sanıyordum. | Open Subtitles | إيريك, أعتقد أنني قلت لك أن تغتسل للطعام |
Sana, bana araba çarptığında ikinci bir şans verildiğini söylemiştim hatırladın mı? | Open Subtitles | أتتذكرين أنني قلت انني حصلت علي فرصة ثانية لانني صدمت من قبل سيارة؟ |
Sanırım size, subay dinleme odasında beklemenizi söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنني قلت لك أن تبقَ في غرفة الاجتماعات |
Çığlık atmayacağımı söylemiştim, biliyorum. Lütfen, böyle şeyler yapma. | Open Subtitles | أعرف أنني قلت أنني سأتوقف عن الصياح ولكن أرجوك لا تفعل هذا |
O korkunç şeyleri söylediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنني قلت مثل هذه الكلمات الفظيعة |
Şimdi de ikiye katlamalıyım, çünkü bunu söylediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | والآن علي أن أضاعف هذا الوقت لأنني لا أصدق أنني قلت هذا للتو |
Bunu söylediğime inanamıyorum. Ufak tefek şeyler, değil mi? | Open Subtitles | لا أصدق أنني قلت ذلك حسناً ، بما أن سركم قد انكشف |
Burada veremeyiz demiştim. | Open Subtitles | لا أذكر أنني قلت لك إنه لايمكن أن تقيميها هنا |
Yanılmıyorsan "Tek parça hâlinde getir." demiştim, "Tek parçasını getir." değil. | Open Subtitles | أعتقد أنني قلت "أعدها قطعة واحدة", وليس "أعد قطعة واحدة منها" |
Sonra öde dediğimi biliyorum, ama bu gün bir randevum var. | Open Subtitles | أعرف أنني قلت سدديه فيما بعد ولكن لدي موعد الليلة |
Seni üzmek istememiştim. Söylediklerimi unut gitsin. | Open Subtitles | لم أقصد أن أزعجك أنسي أنني قلت أي شئ |
Kırıcı bir şey söylemişim gibi bakma bana çünkü söylemedim. | Open Subtitles | لا تنظري لي كما لو أنني قلت شيئاً فظيعاً لأنني حقاً لم أفعل |
Josh, korumacı olduğunu söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | جوش، أنا آسف أنني قلت لك لم يصابوا بأذى. |