Yani kaçamayacağını anlarsın, çünkü o şey seni ezip geçer. | Open Subtitles | لذا أدركتُ أنني لا أستطيع الهرب لأن هذه الشاحنة ستلاحقني |
Dürüstçe hiçbir belirsizlik hissi olmadan seni bir daha görmek istemediğimi söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني القول بصراحة, بدون اية لمحة للشك, أنني لا أريد رؤيتكِ مجدداً. |
Çok zeki bir kadın. Çünkü, benim 5. Cadde'ye ait olmadığımı biliyor. | Open Subtitles | امرأة في غاية الذكاء لأنها عرفت أنني لا أنتمي إلي المستوي الراقي |
Kafama bir darbe aldım nasıl olduysa. Kim olduğumu bile hatırlamıyorum | Open Subtitles | رأسي تضررت إلى حد ما، لدرجة أنني لا أتذكر من أنا |
Eğer benim bir hiç olduğumu düşünüyorsa seninle ne yapacak? | Open Subtitles | إذا كانت تظن أنني لا شيء ، فماذا ستظن بك؟ |
Henüz hiç bir şey bilmediğim için her şeyi reddettim. | Open Subtitles | كما أنني لا أعرف شيئاً حتى الآن, أنكر كل شيء. |
Ben umursamıyor değilim ama futbol, arkadaşlar ve diğer şeylerle uğramıyorum. | Open Subtitles | ليس أنني لا أهتم ولكن لدي كرة القدم , و أصدقائي |
Ben ölüm döşeğinde yatarken bana kız ayarlamaya çalıştığın için Sana minnettarım. | Open Subtitles | آسف، الأمر ليس أنني لا أقدر فعلك.. بمحاولة إنهاضي من فراش موتي |
Sizi kandırmak ne kolay oldu. Kızlara özgü deliklerinizin peşinde olmadığım için kendinizi şanslı sayın. | Open Subtitles | اعتبرن أنفسكن محظوظات أنني لا أسعى وراء أعضائكن |
Bunu dürüstlüğe dönüştür ve seni asla numara yaparken bulmayacağıma söz ver. | Open Subtitles | تحوله إلى الأمانة و يعدني أنني لا أذهب أبدًا وأجد أنك مزيف |
Biliyorum, bir çok sorun var, ve biliyorum ki seni kaybetmek de istemiyorum, | Open Subtitles | أعرف أن لديكِ أسئلة كثيرة و أعرف أيضاً أنني لا أريد أن أخسرك |
Ben de seni sevmeyeceğimden eminim. Kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | و أنا واثق أنني لا أحبك أيضاً ليست مسألة شخصية |
Her geçen gün, buraya ait olmadığımı daha iyi anlıyorum. | Open Subtitles | كل يوم يصبح أكثر وضوحاَ أنني لا أنتمي لهذا المكان |
Beni dinliyorsunuz çünkü benim yerleşim yerinden olmadığımı düşünüyorsunuz. | TED | أنتم تنصتون لي لأنكم تعتقدون أنني لا أقطن في مستوطنة |
Ama buraya ait olmadığımı fark ettim ve geldiğim yere geri dönmek zorundayım. | Open Subtitles | لكنني أدركت أنني لا أنتمي إلي هنا, و أنني يجب أن أعود من حيث أتيت. |
Aslında taksi sürücüsü ehliyeti almak için ne gerekiyor onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | حتى أنني لا أعلم ما يتطلبه الحصول على رخصة قيادة سيارة أجرة |
Sebep boynuz olsa bile korkarım size yardım edemeyebilirim. Neden? | Open Subtitles | حتى لو كان البوق نفسه، أخشى أنني لا أستطيع المساعدة |
Sen kutlama modundasın ve benim bu haline katılmadığımı düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ في مزاج للاحتفال وتشعرين أنني لا أنضم لكِ بذلك؟ |
Ben, sanırım parayı şimdiye kadar hiç dert olarak görmemiştim. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنني لا أرى المال أنه شيء مهم جدا |
benim zevklerim çok sadeymiş. Daha yakışıklı erkek bulma hevesinde değilim. | Open Subtitles | إذاً مشاعري وضيعة إذ أنني لا أصبو إلى رؤية رجل أفضل |
Evet, ben de Sana boktan bir şey yapmak istemiyorum deyip duruyorum. | Open Subtitles | لا أزال أقول لك أنني لا أضع أي شيء فوق أي شيء |
Anneliğe uygun olmadığım iddiasıyla velayet davası açtılar. | Open Subtitles | إنهما يريدا نقل الرعاية بحجة أنني لا أصلح للأمومة |