Sebebini bilmiyorum fakat kendilerince bu evin perili olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لماذا. أنهم يعتقدون أن هذا .المنزل مسكوناً |
Bunu söylemelerinin nedeni, bunu yaparak ya da söyleyerek ülkelerinin güvenliklerini koruduklarını düşünüyorlar. | TED | والسبب وراء قولهم هذا أنهم يعتقدون بالقيام بهذا أو قول هذا، هم يحمون أمن بلدانهم. |
genelde nasıl katkıda bulunacaklarını bilmiyorlar veya çabalarının bir katkısı olmayacağını düşünüyorlar. | TED | ولكنهم غالبا لا يعرفون كيف يتصرفون. أنهم يعتقدون أن أفعالهم لن يكون لها أي أثر. |
Kendilerini tek kelimeyle kötü şeylerin içine atarak aydınlanmaya ulaşacaklarına inanıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يعتقدون أنهم في استطاعتهم الوصول إلى الخشوع بإلقاء أنفسهم في كل الأشياء مثل، الأشياء السيئة، بشكل اساسي |
Odada olduğumu düşündüklerini anladım. | Open Subtitles | لقد أدركت أنهم يعتقدون أنني كنت في الغرفة. |
Galiba uçağa bizim işaret verdiğimizi sanıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم يعتقدون أننا أرسلنا إشارة للطائرة |
Bence uzak bir ihtimal olduğunu ancak olabileceğini düşünüyorlar, bu sebeple bunu, parayı sokağa atmaya tercih ediyorlar. | TED | أعتقد أنهم يعتقدون بأنه غير مرجح، لكن يمكن أن يحدث، وهو سبب أنهم يفضلون ذلك عن البالوعة. |
Evet ve senin de bir şekilde... olaya karıştığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | الحق ، كما أنهم يعتقدون ان كنت فعلا المشاركة في هذا الى حد ما. |
Sadece bir hırsız olduğumu düşünüyorlar. Beyaz yakalı holigan olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أنهم يعتقدون أنني لص أفضل الوصف الهمجي ذو الياقة البيضاء |
Aslına bakarsan, bu işte benim de parmağım olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | في الوافع أنهم يعتقدون بأنني تفوقت في ذلك شيء |
Ölmeyenler de ihtiyaçlarının sende olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | ,وتلك ليست حسنا، أنهم يعتقدون أنك .حصلت على ما يحتاجون إليه |
Ama belli ki çocukların eğlence için kaçtıklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | لكن من الواضح أنهم يعتقدون انهم فقط اثنان من المراهقين في نزهة. |
- Diğer jüri üyeleri benim otoriter olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | المحلفين الأخرين يبدو أنهم يعتقدون أنني مُتسلطة. |
Bekle, zengin olduğumuzu düşünüyorlar ne giyeceğiz? | Open Subtitles | الانتظار، الآن أنهم يعتقدون أننا أغنياء، ما نحن ستعمل ارتداء؟ |
Onun yaşıyor ve kaçmakta olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | هذا يعني أنهم يعتقدون أنه ما زال على قيد الحياة. |
İncil'in beyaz insanlar için yazıldığını ve Aryanların da İsrail'in kayıp kabileleri olduğunu düşündüğü sikik bir dine inanıyorlar. | Open Subtitles | فهم لديهم ذلك الإعتقاد الديني حيث أنهم يعتقدون أن الإنجيل كتب في حق البيض و الآريون هم آخر قوم إسرائيل |
Yolculuk ne kadar zorsa günahlardan arınmanın o kadar önem kazandığına inanıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يعتقدون أن أصعب ما فى الرحلة... عمق النقاء العظيم. |
En az 500 yıl önce yapıldığına inanıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يعتقدون أنه صنع منذ 500 سنه |
Ben herkes düşündükleri kadar iyi olduğumu bilsin ama öyle düşündüklerini bildiğimi bilmesin istiyorum. | Open Subtitles | حسناً, أريد الجميع أن يعلموا أني جيدة بقدر ما هم يعتقدون أني كذلك بدون أن يعلموا أنني أعلم أنهم يعتقدون ذلك |
Bunun bir numara olduğunu düşündüklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا يبدو أنهم يعتقدون أنها خدعة. |
Öyle düşündüklerini biliyorum ama hiçbir dayanakları olmadığı hâlde bizi burada tutmak için yasaları kötüye kullanıyorlar! | Open Subtitles | الآن، أعلم أنهم يعتقدون أنها لَدَيْ، لكنّه مُخالِف بطريقة شائِنة أن تحتجزنا هنا بسبب إدعاء ليس له أساس! |
Birbirlerinin alerjilerini biliyorlar diye çok harika sanıyorlar kendilerini. | Open Subtitles | أنهم يعتقدون أنهم كبيرة جداً مجرد قضية وهم يعرفون الحساسية للآخر. |