"أنه إن لم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Eğer
        
    Neden o sabah öyleydi bilmesem de, dışarı baktığımda, Eğer gitmezsem üç küçük çocuğumun da öleceğini fark ettim. TED ولكن لا أعرف لماذا في ذاك الصباح بالتحديد عندما نظرت خارجاً، أدركت أنه إن لم أغادر، فقد يموت أطفالي الثلاثة.
    Ama başkalarının hatalarını da anlayın çünkü özellikle bir kadın olarak Eğer işlerimiz yolunda gitmiyorsa bunun bizim hatamız olduğu öğretildi. TED ولكن افهموا أخطاء الآخرين، لأننا ولا سيما كنساء، تعلّمنا أنه إن لم ينجح شيء ما، فربما ذلك بسبب أخطائنا.
    Şunu bilmeni isterim, Eğer milyoner olamazsan, gelip benimle çalışabilirsin. Open Subtitles أردت أن تعرف و حسب أنه إن لم تجني المليون يمكنك العودة و العمل هنا لحسابي
    Eğer sen olmasaydın, burada olamayacağımı da hatırlıyorum. 'Eğer bir adamın hayatını kurtarırsan... ruhlarınız sonsuza kadar beraber kalırlar' Open Subtitles أتذكر أيضا أنه إن لم أكن لأجلك فلن أكون هنا
    Hayır, o orospu çocuğu Tanaka'ya söyle, Eğer beni bir saat içinde aramazsa, ofisine gidip, onu bulacağım ve kıçını tekmeleyeceğim. Open Subtitles و الآن اخبر هذا الحقير أنه إن لم يتصل بي بعد ساعة فسأذهب لمكتبه، و أجده و أحطم أنفه
    Elbette, Eğer göremeyeceğimiz ve orada olduğunu kanıtlayamayacağımız kadar küçük değilse? Open Subtitles عدا أنه إن لم يمكننا رؤيته كيف سنثبت وجوده؟
    Eğer hiçbir iş yapmadan duruyorsan zaman geçirmek için bir şeyler istersin diye dedim. Open Subtitles ظننت فقط أنه إن لم تعملي فربما تتسلين بشئ ما
    Eğer kızının yapmak istemediği buysa onu zorlayamam. Onlar 14'ünde. Open Subtitles بسبب أنه إن لم تكن ابنتك تريد القيام به لا أستطيع إجبارها
    Yani Eğer sana güvenmiyorlarsa, güvenlerini kazanmalısın. Open Subtitles يعني أنه إن لم يثقا بك فيجب أن تستحق ذلك
    Ama içimden bir parçam her zaman, Eğer en zeki ben olmazsam, birinci olmazsam, nereye gidersem gideyim, buraya ait olmadığımı anlayacaklarını düşünmekten kurtulamadım. Open Subtitles لكن هناك جزء بداخلي دائماً يظن أنه إن لم أكن الأذكى إن لم أكن الأول
    Çünkü, Eğer gitmezsen, sonun hapisde bitecekti... ya da daha kötüsü olacaktı. Open Subtitles لأني عرفت أنه إن لم تغادر، سينتهي بك الأمر في السجن أو أسوأ من ذلك
    Ben de Eğer bebeğin bakımına yardım etmek istemezlerse, Open Subtitles سأقترح أنه إن لم يرغبا في المساعدة في تربية الطفل
    Mahkum olacağından emin olurduk. Eğer beraat ederse, Open Subtitles أتأكد من جعله مذنب، لأنني أعتقد أنه إن لم يكن مذنب
    Eğer vazgeçmezsem patronuma, onunla yattığımı söyleyecekti. Open Subtitles قالت أنه إن لم ألغيه أنها ستخبر رئيسي أنها نامت معي
    Aslında, benim tahminim, Eğer Dale bu pazarlığı kabul etmezse, ...suçlu bulunacağı yönünde. Open Subtitles في الواقع، أعتقد أنه إن لم يقبل دايل بهذه الصفقة فسوف يكون حكم المحكة هو أنه مذنب
    Eğer onu bulamazsak yaşamak için son iki haftası kaldı. Open Subtitles مما يعني أنه إن لم نجدها فلديها أسبوعين فقط كي تعيش
    Amcam ödeneği veren kurumun başında ve dediğine göre Eğer burada çalışmazsam senin çalışmanı iptal edecekmiş. Open Subtitles عمِّي مسؤول عن مؤسسة المنح، وأخبرني أنه إن لم أواصل العمل هنـــا، سيقوم بوقف كل هذه الدراسة.
    Siz de içten içe aslında biliyorsunuz ki Eğer hayatınıza bir çeki düzen vermezseniz kendinizi yaşlı, mutsuz, yalnız, üzgün, şişman, biçare, sarhoş ve beş parasız bir şekilde yüzüstü kaldırımda yatarken bulursunuz. Open Subtitles تعلمون ذلك, بداخل أعماقكم, أنه إن لم تعالجوا مشكلتكم مع بعضكم, سينتهي بكم الأمر مسنون,
    Eğer o şeyi kolundan çıkaramazsak onu tüketecek. Open Subtitles أشعر و أنه إن لم نتخلص من العلامة التي على ذراعه سوف تقضي عليه
    Anneme, Eğer bir iş yapmayacaksa Bay Banks'in onun yerine başkasını bulacağını söyledim. Open Subtitles أخبرتُ أمي، أنه إن لم يبدأ بإنجاز بعض الأعمال للسيد "بانكس" فسيشغّل غيره.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more