Ben de zamanı geldi diye düşünüyorum; artık dijital eğitim devrimi ve toplum sağlık devriminin iç içe geçmesinin zamanı geldi. | TED | وقد كنت أفكر أنه حان الوقت، حان الوقت من أجل الالتحام بين الثورة الرقمية التعليمية والثورة الصحية المجتمعية. |
Artık bu işi halledecek arkadaşları aramanın zamanı geldi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنه حان الوقت اننا ندعو أصدقائنا ، والذين يتعاملون مع هذه المسألة أكثر مرضية. |
Ve gerçek geleceğine adım atma zamanının geldiğine karar verdik. | Open Subtitles | ولقد قررنا أنه حان الوقت أن تحصل على مستقبل حقيقي |
Radikal, yeni fikirlerin zamanının geldiğine ve temel gelirin bir politikadan çok daha fazlası olduğuna gerçekten inanıyorum. | TED | أعنقد أنه حان وقت الأفكار الجوهرية الجديدة والدخل الأساسي هو أكثر من مجرد خطة أخرى. |
Leo, sence de gerçekte kim olduğunu söyleme zamanı gelmedi mi? | Open Subtitles | اذا ليو الا تظن أنه حان الوقت لتقول لى من أنت؟ |
Ama aramızdan bazıları yeni bir dünya düzeninin zamanının geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لكن هنالك عدد منا يعتقدون أنه حان الوقت لبدء عالم جديد |
Artık seninle yüzleşmenin ve ne senin ne de hediyelerinin o evde istendiğini söylemenin zamanı gelmişti. | Open Subtitles | عرفت أنه حان وقت مواجهتك وإعلامك أنك غير مُرحّب بك في منزلي، ولا هداياك أيضاً. |
Yani kısaca şimdi zaman, gerçekten sıkı bir kaka şakasını anlatma zamanı. | TED | لذلك أعتقد أنه حان الوقت كي نجرب ونقول طرفة خرائية جيدة حقاً. |
- Annem amigo kızdı. Teyzem de. Kısır döngünden çıkmanın vakti geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | وكذلك كانت عمتي، فكرت أنه حان الوقت لكسر القاعدة |
Üzerime uygun kıyafetler almanın zamanı geldi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لشراء بعض الملابس المناسبة |
Gerçekten yatağa geri dönme vakti geldi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد حقاً أنه حان وقتك للعودة إلى السرير |
Düzgün bir şekilde tanışmanızın zamanı geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت أن أقدمه لك بشكل رسمي |
diye düşündüm Bir an şaşaladım ve onu serbest bırakmanın zamanı geldiğine karar verdim, ve bıraktım. | TED | ذهلت للحظة ولكن قررت أنه حان الوقت لإطلاق سراحه لذا وضعته تحت |
Yeni bir macera zamanı geldiğine karar verdik sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا اتقفنا أنه حان الوقت لمغامرة جديدة |
Savaşın açıkça Nazilerin aleyhine dönmesiyle birlikte eski müttefikiyle araya mesafe koymanın zamanının geldiğine karar verdi. | Open Subtitles | مع الحرب التى تصير بشكل واضح ضدد النازيين قرّر أنه حان الوقت لإبعاد نفسه عن حليفه السابق |
Sence artık eve gidip, biraz uyuma vakti gelmedi mi? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه حان وقت الذهاب للمنزل كى ننام؟ |
Aklından geçenleri tahmin ediyorum, ...ama sence de artık unutma vakti gelmedi mi? | Open Subtitles | أنا أعرف ما يدور في ذهنك ، ولكن لا تظن أنه حان الوقت ل ننسى ذلك ؟ |
Sence konuşmamızın vakti gelmedi mi? | Open Subtitles | آلا تعتقد أنه حان الوقت لكي نتحدث فى هذا الأمر ؟ |
Hepiniz resmi olarak 'dışarı' çıktığımı ve birini bulmamın zamanının geldiğini söylüyorsunuz. | Open Subtitles | جميعكم تعتقدون بما أنني قُدّمت للمجتمع أخيراً, أنه حان الوقت لإيجاد زوجي |
Sadece eve dönme vaktimin geldiğini fark ettim. | Open Subtitles | لقد تصورت فقط أنه حان الوقت للعوده للمنزل |
Tüm Seattle baharın geldiğini düşünüyor galiba. Sokakta yürüyordum. | Open Subtitles | هل تعرفين أعتقد أن سياتل بأكملها تظن أنه حان الربيع .. |
Artık seninle yüzleşmenin ve ne senin ne de hediyelerinin o evde istendiğini söylemenin zamanı gelmişti. | Open Subtitles | عرفت أنه حان وقت مواجهتك وإعلامك أنك غير مُرحّب بك في منزلي، ولا هداياك أيضاً. |
Ama şunu biliyorum. Başkanın yeniden seçilebilmek için koşuşturma zamanı. | Open Subtitles | ولكن ما أفلعه الآن أنه حان الوقت للرئيس لإعادة إنتخابه. |