Umuyorum ki, en kötü ihtimalde bile... Şerif'in yaşadığı sorun nedeniyle uzlaşma sağlanır. | Open Subtitles | آمل أنه حتى في أحلك الأوضاع أن ينتج عن أزمة العمدة مباركة لمصالحتنا |
Bu dünyada fazladan yaşadığın birkaç yıl bile bunu değiştirmemiş. | Open Subtitles | و أرى أنه حتى مع مرور الوقت هذا لم يتغير |
Senin kadar iyi bir insanın bile yoldan çıkabileceğini kanıtlamak istedi. | Open Subtitles | أراد أن يثبت أنه حتى شخص جيد مثلك يمكن أن يسقط |
- Asıl demek istediğin en kötü halinde bile erkekler sana yazıyor. | Open Subtitles | كلا ما تقولينه حقاَ أنه حتى لو كنت الأسوأ سيصطدم الناس بك |
Ve bu bana şehirlerde büyüyen insanların dahi doğal yaşam ve hayvanlara karşı doğal bir bağ hissettiğini hatırlatırdı. | TED | فيذكرني هذا أنه حتى من ترعرعوا في المدن يشعرون بتلك الصلة الطبيعية مع عالم الطبيعة والحيوانات. |
Hiç şüphe yok ki... Bu onun hayatındaki, en büyük maç olsa bile, | Open Subtitles | لم يكن هناك أي يقين، أنه حتى رغم أن هذه كانت أكبر مباراة |
Bu ruhlar insanları, en çaresiz hayatın bile... harika olduğunu... hatırlamasını isteyerek izliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأشباح يراقبون يريدون من الناس ان يتذكروا أنه حتى أكثر الحيوات يأسا |
Bunun anlamı ise, nadir şeyler bile muhtemelen çok sayıda olabilir. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه حتى الأشياء النادرة ربما تتواجد هناك بأعدادٍ كبيرة |
Bu kadın söylediği tek bi kelimeye bile inanabileceğimizi mi düşünüyor? | Open Subtitles | وهذه امرأة يعتقد حقا ونحن نعتقد أنه حتى كلمة واحدة تقول؟ |
O halde en üst seviyede bile kurtlar sofrası olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً فأنت تعرف أنه حتى في أعلى المستويات فالكلاب تأكل بعضها |
Bir kraliçenin bile yerine geçilebileceği bir imkana kapı açmama zorladınız. | Open Subtitles | بـ إجباري على فتح الباب لإمكانية أنه حتى الملكة يمكن استبدالها |
Belirli bir alanda uzman değilseniz bile alan dışı uzmanlığınız, o alandaki büyük problemleri çözmenin anahtarını taşıyabilir. | TED | أنه حتى وإن لم تكن خبيرًا في مجال معين، فإن خبراتك الحياتية قد تحمل المفتاح لحل المشكلات الكبيرة في هذا المجال. |
Şimdi ise, aslında beyin biyokimyası seviyesinde bile çok benzer olduğumuzu anlıyoruz. | TED | وما نكتشفه فعلياً ، أنه حتى على مستوى الكيمياء الحيوية للدماغ ، فنحن متشابهون تماماً. |
Ayrıca hava akımındaki küçük bir değişikliğin bile bir bulut oluşmasına neden olabileceğini gösteriyor. | TED | وتظهر للتو أنه حتى التغيير البسيط في تدفق الهواء يمكنه أن يتسبب في تشكيل الغيوم. |
Ve büyük ölçekte, -- konuşmacıların bir kısmı sağlığın bile özelleştirilmesi gerektiği çıkarımına vardı. | TED | وعلى المستوى الجزئي، بعض المتحدثين قد نفذوا إلى أنه حتى القطاع الصحي يجب أن يتم خصخصته. |
Mesela Facebook gibi hackerlar tarafından kurulan şirketler bile konu hackerlara gelince karışık bir ilişki içindeler. | TED | أنه حتى الشركات التي أسست على يد مخترقين، مثل فيس بوك مازالت لديها علاقة معقدة عندما تتعامل مع المخترقين. |
Çalışmam, kanser hücrelerinin bile vücutlarımızı işgal etmek ve gazaplarını yaymak için işbirliği yaptıklarını gösteriyor. | TED | يُظهِر عملي أنه حتى الخلايا السرطانية تستخدم التعاون لغزو أجسامنا ونشر غضبها. |
Ancak, eğer herhangi bir yüksek riskli davranışlarla iç içe değilseniz bile, yine de kalp hastalığı veya kanser olma ihtimaliniz var. | TED | ولكن اتضح أنه حتى لو كنت لا تنخرط في أي سلوكيات عالية المخاطر فأنت لا تزال معرضا للإصابة بأمراض القلب والسرطان |
Matematiği hep insan mantığının zirvesi olarak görürüz, ama artık biliyoruz ki, matematiğin bile bir sınırı var. | TED | حقاً تعتبر الرياضيات هي قمة المنطق البشري، ولكننا نعرف الآن أنه حتى الرياضيات لها حدودها. |
Şunu söyleyebilirim ki: Bugün bile gelişmekte olan ülkelerdeki eğilim sınırların açılması şeklinde. | TED | إذن أود القول أنه حتى اليوم، تتجه البلدان النامية إلى فتح الحدود. |
anlayabilirsiniz. Ancak uzaylı dev yapılarının dahi fizik kurallarına karşı koyamayacağı | TED | لكنها ستذكرنا أنه حتى الهياكل الضخمة لمخلوقات الفضاء لا يمكنها أن تتحدى قوانين الفيزياء. |