Halen daha benimle Paris'in kırsalına gelmen güzel olur diye düşünüyorum çünkü son karşılaştığımızda kasabadan bahsetmiştik. | Open Subtitles | ومع ذلك، وأعتقد أنه سيكون من الرائع لك أن تأخذ بعيدا معك بعض من الريف في باريس منذ كنا نتحدث من البلاد |
Bu senin işine yarasa ne iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | حتى أنني شعرت أنه سيكون من اللطيف لو أن بعضًا من قصصي كانت ذات قيمة بالنسبة لكِ |
Bizim gibi uzun... beyazlarla birlikte olman iyi olur diye düşündük. | Open Subtitles | واعتقدنا أنه سيكون من الأفضل بالنسبة لك مع أشخاص بيض طوال القامة |
Onlara fotoğraf çekmeyi öğretmek harika olur diye düşündüm. | Open Subtitles | و هناك وجدت أنه سيكون من الرائع تعليمهم. |
Üçüncü sağdıcın, aile köpeğimiz Chappy olması hoş olur diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه سيكون من المرح إذا الثالث وكان وصيف كلبي العائلة، تشابي. |
Şey, o işle bir başka arkadaş ilgilense daha iyi olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً، كنت أفكر أنه سيكون من الأفضل لو ربما واحد منـّا فقط تعامل معه |
Becca'yı seviyor. Eğer babası iyi kazanç getiren bir işte çalışırsa güzel olur diye düşündü. | Open Subtitles | لقد ظنت أنه سيكون من الجميل لو كان والدها يعمل عملا ذو فائدة |
Beraber izlemek güzel olur diye aradım. | Open Subtitles | اتصلت لأنني أعتقد أنه سيكون من اللطيف أن تشاهده. |
Bir süreliğine eve geri gitsem iyi olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | .. كنت أفكر أنه سيكون من الجيد .. لو أنني عُدت للعيش في منزلي لفترة |
Evet..tanışsak iyi olur diye düşündüm | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون من اللطيف إذا تبادلنا التعارُف. |
Ve ucuna kadar gitmişken Amerika'yı ziyaret etmemek kabalık olur diye düşündüm. | Open Subtitles | وبمجرد أن ذهبت إلي الحافة، ظننتُ أنه سيكون من الوقاحة ألا أذهب إلي أمريكا. |
Millet etrafta dolanmazken kendini toparlaman daha kolay olur diye düşündüm. | Open Subtitles | واعتقدت أنه سيكون من الأسهل بالنسة لك لكي تجدي ما يريحك دون أن يكون الجميع هنا |
Bir yumurtanın içindeki kimyasallardan duyarsan daha iyi olur diye düşündük. | Open Subtitles | كنا نظن أنه سيكون من الأفضل إذا سمعت الخبر من مواد كيميائية في بيضه |
Sen öldüğün zaman, sana ait bir şeyin bende olması iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون من الرائع أن أمتلك شيئاً يخصك عندما تموت |
Onun ilk hamilerinden biri olarak üstadın varlığıyla bizi şereflendirmesi yerinde olur diye düşündüm. | Open Subtitles | بكوني واحداً من المُتبرعين الأساسيين، إعتقدت أنه سيكون من الملائم أن يأتي ويشرفنا بوجوده شخصياً. |
Çorbayı geri vermek kaba olur diye düşündüm, en iyisi döküp bir daha mevzusunu açmamak. | Open Subtitles | شعرت أنه سيكون من الفظاظة إعادته لذا بدا لي من الأفضل أن أسكبه وألا اتحدث عن الأمر مجدداً |
Olası yerleri azaltırsak daha yardımcı olur diye dedim. | Open Subtitles | ما أود قوله، أنه سيكون من المفيد لو علمنا أين سنقوم بتغطية الأمر |
Bütün gece tuvalette kaldı ben de onu orada bırakmak kabaca olur diye düşündüm ve duyduğum onca şeye bakılırsa keşke bıraksaymışım. | Open Subtitles | انحشر في الحمام طوال الليلة، و شعرت أنه سيكون من الوقاحة أن أتركه هناك، رغم أنه في استعادة الأحداث، مع كل ما سمعته |
Bu şerefe eşinin nail olması daha uygun olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون من المناسب للزوج للقيام مرتبة الشرف. |
12.05'ten 1.05'e boş saatinizin sonu Bay Presley'yle toplantınız için iyi bir zaman olur diye düşündük. | Open Subtitles | 05 حتى 13: 05، لك ساعة حرة، في نهاية كنا نظن أنه سيكون من الجيد |