Sanırım onu bir genelevde yakalamış olmamın da bir önemi yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يهم أني كشفته في بيت دعارة بوسط المدينة. |
Sanırım bunun bir önemi yok. Buradayız ve bir plana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يهم ذلك الآن نحن هنا و بحاجة إلى خطة |
Benim sana inanmamın bir önemi yok. Benim için önemli. Herşeyden daha çok önemli. | Open Subtitles | ـ أنه لا يهم بما أصدقكِ ـ أنه مهم بالنسبة ليّ، أكثر من أيّ شيء |
Kiminle konuştuğum hiç fark etmiyor. | Open Subtitles | سأرى هذه الانقسامات تنقرض يبدو أنه لا يهم من الذي أتحدث أليه |
Ucuz olana gidelim dedim erkek olması sorun olmaz demedim. | Open Subtitles | قلت بالتأكيد أننا يجب نسعى نحو الأرخص وليس أنه لا يهم إن كان رجلا |
- Doğrusu Medina'nın ne tür bir tehdit olduğu önemli değil. | Open Subtitles | أو التهديدات الأخرى ؟ الحقيقة هي أنه لا يهم نوع تهديده |
Prenses, açıkça söylemek gerekirse ona ne kadar bastığınızın önemi yok çünkü sadece yukarı ve aşağı gidecek, aynı şekilde. | Open Subtitles | أردت القول أنه لا يهم كم مرة دفعتيه فسيرتفع وينخفض في كل مرة |
Prenses, açıkça söylemek gerekirse ona ne kadar bastığınızın önemi yok çünkü sadece yukarı ve aşağı gidecek, aynı şekilde. | Open Subtitles | أردت القول أنه لا يهم كم مرة دفعتيه فسيرتفع وينخفض في كل مرة |
Sanırım artık önemi yok, çoktan şehri terk etti. Ya da sus. | Open Subtitles | اعتقد أنه لا يهم فهي على أي حال قد غادرت المدينه أو يمكنك ألا تقول شيء |
Neyse, kimin ne düşündüğünün önemi yok. | Open Subtitles | علي أيّ حال ، أنه لا يهم ما الذي يعتقده أي شخص |
Sanırım insanlar dinlediği sürece ne dediğinin bir önemi yok, değil mi? | Open Subtitles | أظن أنه لا يهم ماذا تقول طالما الناس تصغي، صحيح؟ |
Kuduz veya değil pek önemi yok. | Open Subtitles | متطرف أو لا المسعورة، أنه لا يهم حقا من ذلك بكثير. |
Güvenliğinden korksam da önemi yok. | Open Subtitles | أنه لا يهم إن كنتُ خائفةً على سلامتك |
Underwood'un para karşılığı mevki verildiğini bilmesinin önemi yok mu? | Open Subtitles | أتقول أنه لا يهم إن كان "أندوود" يعرف بخصوص الدفع مقابل الخدمات؟ |
Bir sanatçı ile yattı. önemi yok. | Open Subtitles | لقد ضاجعت رسّام, أنه لا يهم. |
- Sanırım pek de önemi yok. - Haklısın, yok. | Open Subtitles | . أعتقدُ أنه لا يهم - . لا ، لا يهم - |
Sarayda kiminle konuştuğum hiç fark etmiyor. | Open Subtitles | يبدو أنه لا يهم من الذي أتحدث إليه في البلاط |
Bu çapkın ayaklarıyla numara mı yapmıyorsun bilmiyorum ama sanırım bir süre sonra, çok da fark etmiyor. | Open Subtitles | لم أدري إن ما كان دور اللعوب كله تمثيلاً، ولكن بعد فترة أعتقد أنه لا يهم حقًا |
Ucuz olana gidelim dedim erkek olması sorun olmaz demedim. | Open Subtitles | قلت بالتأكيد أننا يجب نسعى نحو الأرخص وليس أنه لا يهم إن كان رجلا |
Neresi olduğu önemli değil. | Open Subtitles | أنه لا يهم أين. |
Nasıl olduğu önemli değil. | Open Subtitles | أنه لا يهم كيف حدث هذا. |