Salıncağa binmeni istiyorum böylece korkacak bir şey olmadığını göreceksin. | Open Subtitles | أريدكِ أن تركبي الأرجوحة. وسترين أنه لا يوجد ما يخيف فيها. |
Doktor yapabileceği bir şey olmadığını söylüyor, yani iş başa düştü. | Open Subtitles | الطبيب يقول أنه لا يوجد ما يمكنهم فعله لذا علينا أن نستمر في ذلك وحدنا |
Yani, genel olarak benim bir adamla oturup mum ışığında şaraplarımızı yudumlarken oturuyor olmamdan hoşlanacağını sanmıyorum zaten endişelenecek bir şey olmadığını hemen anlar, yani... | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يحب مبدأ أني أجلس مع رجل و اشرب نبيذ على ضوء الشموع ولكنه سيدرك بسرعة أنه لا يوجد ما يقلق بشأنه |
O zaman geç kalmanın doğru bir şey olmadığını da biliyorsundur. | Open Subtitles | حسناً, إذاً يجب أن تعلمي أنه لا يوجد ما هو رائع فيما يتعلّق بالتأخر. |
Ve Los Angeles'da yapmam gereken bir şey olmadığını düşününce biraz daha kalabilirim dedim. | Open Subtitles | و بما أنه لا يوجد ما يشغلني في لوس انجلس فكرت بأنني قد أبقى هنا لوقت أطول |
Babam hata diye bir şey olmadığını sadece yeni fırsatların olduğunu söyler. | Open Subtitles | والدي يقول دائماً أنه لا يوجد ما يسمى بالأخطاء و إنما "فرص جديدة |
- Ona endişelenecek bir şey olmadığını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك إخبارها أنه لا يوجد ما يقلقها |
Aptal Oscar, bedava karides diye bir şey olmadığını ne zaman öğreneceksin? | Open Subtitles | (أوسكار), متى ستتعلم أنه لا يوجد ما يسمى بالروبيان المجاني؟ |