"أنه هناك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Orada olduğunu
        
    • vardır
        
    • İşte orada
        
    • olduğuna
        
    • Tam orada
        
    • şurada
        
    Kendisiyle karşılaştığı zaman, zaten Orada olduğunu anlar ve ona göre geriye gelerek farklı yönlere doğru büyümeye devam eder. TED و عندما يلآمس نفسه، فإنه يدرك أنه هناك في الأصل، و يتعرف على نفسه، ثم يبدأ بالتراجع .. و يسلك طُرُقَاً أخرى.
    Orada olduğuna ısrar ediyorsan, Orada olduğunu varsayarak hareket etmeliyim. Open Subtitles إذا كنت مصرة على أنه هناك فإذن على أن أتصرف على أنه هناك فعلاً
    Şarap kadehinin altı saydam olmasına rağmen ve ışığın içerisinden direk geçmesine rağmen, siz kadehin Orada olduğunu bilirsiniz, çünkü arkaplandaki görüntü bozuktur. Open Subtitles بالرغم من أن قعر الكأس شفاف والضوء يمر من خلاله فأنت تعلم أنه هناك بسبب هذه الصور المشوهة لديك
    Böylece gerçek hayatta bi sürü sıfırsız toplam oyunları vardır. TED كما أنه هناك الكثير من الألعاب اللاصفرية في الحياة الحقيقية.
    Şikayette bulunanların belki de 10 katı kadar şikayette bulunmayan vardır. Open Subtitles لكل شخص بلغ شكوى لابد أنه هناك عشرة أضعاف لم يبلغوا
    Boyayı ver. Bak, işte orada. Open Subtitles أحضر الطلاء أنه هناك
    Parsons, gerçekten de aşılmaması gereken yasal sınırlar olduğuna inanıyor. Open Subtitles انه يؤمن حقا أنه هناك حدود قانونيه لا يمكن تخطيها
    Sanırım Tam orada. Bekle. Vay. Open Subtitles . أنه هناك على ما أعتقد . أنتظري . واو . أنها خصية كبيرة
    Bana inanmıyorsan, o şurada, ona kendin sorabilirsin. Open Subtitles إذا لم تصدقني، أنه هناك اذهب و أسأله بنفسك
    Bir saniye, baştan alalım. Şimdide Ladin'in Orada olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles آسفة، حسنٌ، لنعد بكلامك إلى الوراء، إذاً أنت الآن تعتقد أنه هناك ؟
    Orada olduğunu biliyorlar. Bazen bunu kabul etmeleri zaman alabilir. Open Subtitles أنت تعلمين أنه هناك في بعض الأحيان يكون الأمر فقط مفروغاً منه
    Seninkini gördüğüm gibi görmedim ama Orada olduğunu biliyorum. Open Subtitles ولم أراه مثلما رأيت جورج لكنني كنت أعلم أنه هناك
    Orada olduğunu biliyorlar. Bazen bunu kabul etmeleri zaman alabilir. Open Subtitles أنت تعلمين أنه هناك في بعض الأحيان يكون الأمر فقط مفروغاً منه
    Çünkü Orada olduğunu bilmiyor. Open Subtitles لم يستخدمه لأنه لايدرك أنه هناك
    Açıklayamıyorum ama Orada olduğunu biliyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن تفسير ذلك، ولكن... أنا أعلم أنه هناك.
    çalınan perde de yüksek olur. Açıkça görülüyor ki bu dokuz satırdan ve bize verilen boşluklardan daha fazla perde vardır. TED كلما ارتفعت درجة النغمة. ولكن من الواضح أنه هناك نغمات أكثر بكثير من التي توفرها هذه الخطوط والمسافات التسعة.
    Sör Reuben hakkında söylediklerinize karşı çıkacak çok az insan vardır. Open Subtitles أظن أنه هناك بعض من الناس لا يتفقون معك بشأن تحليلك الحرفي في حق السير ً روبن ً
    Eminim bir yerlerde kahve içen bir at vardır. Open Subtitles أراهن أنه هناك في مكان ما حصان يشرب القهوة
    Bilmiyorum. İşte orada! Open Subtitles لا أعرف, أنه هناك
    İşte orada! Bay McGuire! Open Subtitles أنه هناك سيد ماجواير
    Baba? İşte orada. Open Subtitles ايها الأب أنه هناك
    Gördüğünüz gibi, savaş mağlubu bir Irak'ta büyüdüm ve sadece bir yüzünü gördüğümüz savaşların iki yüzü olduğuna inanıyorum. TED ترون ، لقد نشأت في العراق والحرب تمزقها ، و أعتقد أنه هناك وجهين للحروب و نحن نرى فقط وجهاً واحداً لها.
    Orada! Tam orada, tepede! Open Subtitles أنه بالأعلى أنه هناك أنه هناك على السقف
    Sanırım şurada, Efendim. Open Subtitles أعتقد أنه هناك يا سيدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more