"أنّك لست" - Translation from Arabic to Turkish

    • sen değilsin
        
    • olmaman
        
    • olmadığın
        
    • sen olmadığını
        
    • sen değilmişsin
        
    • olmadığından
        
    • olmadığını söyle
        
    • olmadığını söylemen gerekiyor
        
    - Şöyle diyelim yakınını kaybetmiş tek kişi sen değilsin. Open Subtitles دعنا نقول أنّك لست الوحيد الذي فقد، شخصاً عزيز عليه
    Galiba partnerinin ihanet ettiği tek kişi sen değilsin. Open Subtitles أعتقد أنّك لست الوحيد الذي خانه شريكك القديم.
    Daha kötüsü ise bu konuda dürüst olmaman Open Subtitles و ما يجعله أسوأ هو أنّك لست صادقة حيال هذا الموضوع
    Senin o kişi olmadığın anlamına gelmiyor tabii sen sadece eski aradığımsın o ise şimdiki aradığım kişi. Open Subtitles ليس أنّك لست الفتاة المثاليّة. أنتِ الفتاة المثاليّة السابقة. وهي الفتاة المثاليّة السّابقة.
    Bunu anlayan tek kişinin sen olmadığını bilmelisin. Sen 3 kişiden birisin. Open Subtitles لقد تغيّر العالم، يجب أن تعلم أنّك لست الوحيد الذي اكتشف ذلك.
    Tek polis numarası yapan sen değilmişsin. Open Subtitles أعتقد أنّك لست الوحيد الذي يدّعي كونه شُرطيًا.
    Ben de senin günlük polisi olmadığından eminim. Open Subtitles وأوقن تمامًا أنّك لست من شرطة اليوميّات.
    Tanrım! Söylesene... Bu kadar aptal olmadığını söyle bana! Open Subtitles يا للهول، أخبرني أنّك لست بهذا الغباء
    Bu yüzden gözlerimin içine bakıp, bana Keating ile irtibat halinde olmadığını söylemen gerekiyor. Open Subtitles لذا أريدك أن تنظر في عيني وتخبرني أنّك لست على تواصل مع (كيتينغ).
    Şöyle diyelim, yakınını kaybetmiş tek kişi sen değilsin. Open Subtitles دعنا نقول أنّك لست الوحيد الذي فقد، شخصاً عزيز عليه
    Öyle görünüyor ki, kolay öldürülemeyen tek melez sen değilsin. Open Subtitles اتّضح أنّك لست نصف الدم الوحيد الذي يصعب قتله.
    Evet ama ikimiz de biliyoruz ki o sen değilsin, cancağızım. Open Subtitles أجل، لكنْ كلانا يعرف أنّك لست تلك التلميذة يا عزيزتي
    Çok geçmeden fark edecek ki her zaman fark ettiği gibi o gerçek sen değilsin. Open Subtitles ستدرك عاجلاً كما هي عادتها دوماً... أنّك لست ذاك الشخص فعلاً
    Görünüşe göre tek sır saklayan sen değilsin, Castle. Open Subtitles يبدو أنّك لست الوحيد الذي يكتم أسراراً يا (كاسل).
    Yahudi olmaman kötü. Open Subtitles من المؤسف أنّك لست يهوديا
    O işi yapmanın iyi tarafı Mikey, eleştiri oklarına maruz kalmak zorunda olmaman. Open Subtitles أجل، الأمر الجيد في تحريك القطع يا (مايكي)... هو أنّك لست مضطراً للتعرض إلى الإنتقادات.
    Senin o kişi olmadığın anlamına gelmiyor tabii sen sadece eski aradığımsın, o ise şimdiki aradığım kişi. Open Subtitles لم أقصد أنّك لست المرأة المثاليّة، أنت المرأة السّابقة المثاليّة، وهي المرأة المثاليّة المقبلة.
    "Lider olmadığın ortaya çıktı sen rezil, anormal, ahlaki bir embesilsin. Open Subtitles "إتّضح أنّك لست قائداً وإنما داعر غير سويّ وأرقع.
    Eğer kötü zaman geçirdiğini düşünüyorsan metal bir kutuda tutsak... - ...olanın sen olmadığını aklından çıkarma. Open Subtitles إن كنت تعتقد وضعك سيئًا، فحاول التذكّر أنّك لست الحبيس في صندوق معدنيّ.
    ! Hey, Upchuck. Galibe sarhoşken araba kullanan tek sen değilmişsin. Open Subtitles مرحباً يا "قيء"، يبدو أنّك لست الوحيد الذي يثمل ويسوق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more