| Bu mümkün değil. İyi olduğunu sana başka nasıl kanıtlayabiliriz? | Open Subtitles | وجّه سؤالًا حيث يتأكّد والدها من أنّها بخير |
| Yoldaymış. Laurel'ın iyi olduğunu söyledim ona da. | Open Subtitles | إنّه قادم، وأخبرته أنّها بخير. |
| -Gidin. İyi olduğunu görün. | Open Subtitles | - تقدّموا، يمكنكم أن تروا أنّها بخير |
| Lütfen bana onun iyi olduğunu söyle. | Open Subtitles | {\pos(190,240)}.أرجوكِ أخبريني أنّها بخير |
| onun iyi olduğunu bilmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أعرف أنّها بخير. |
| Gözümüzü ondan ayırmaz, iyi olduğundan emin oluruz biz. | Open Subtitles | حسنٌ، راقبها، تأكد من أنّها بخير وأيها المحقق افتح هاتفك |
| Konuştum da. İyi olduğunu söylüyor ama bence değil. | Open Subtitles | لقد قالت أنّها بخير. |
| İyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنّها بخير. |
| İyi olduğunu bilmem gerek. | Open Subtitles | أريدُ أن أتأكّد أنّها بخير |
| İyi olduğunu bilmek istiyordum sadece. | Open Subtitles | إحتجتُ أن أعرف أنّها بخير. |
| Bana iyi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنّها بخير |
| İyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تقول أنّها بخير. |
| İyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تقول أنّها بخير. |
| Ben sadece onun iyi olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف فحسب أنّها بخير. |
| Sadece onun iyi olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريني فقط أنّها بخير. |
| Bana onun iyi olduğunu söyle. | Open Subtitles | -قل لي أنّها بخير |
| Bir kaç gün yanında kalıp iyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | سأقضي بضعة أيام برفقتها لأتأكد من أنّها بخير. |
| İyi olduğundan emin olmak için onunla gitmeliyim, bu yüzden... | Open Subtitles | يجب عليّ أن أذهب معها و أتأكد أنّها بخير لذا... |
| Böylece onun iyi olduğundan emin olabilirim. | Open Subtitles | لأتأكد أنّها بخير. |