"أنَّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • ki
        
    • bir
        
    • gibi
        
    Ama eminim ki hepiniz Aslan Cecil'i duymuştur. TED إلّا أنَّه من المؤكد أنَّكم قد سمعتم عن الأسد سيسيل.
    Ama sonra öğrendik ki uyuşturulmuş. Open Subtitles وبعد ذلك، بالطبع علِمنا أنَّه قد تم تخديره
    Kişisel olarak, beni sadece Belediye Meclisi üyesi Dexhart'ın politikaları ilgilendirir mağarada seks yaparken azot ve kokain almış olması değil ki bu arada duyduğum kadarıyla öyleymiş. Open Subtitles ليس ما إذا كان منتشياً 'بـ'النيتروز' و'الكوكايين خلال الجنس بالكهف. والذي بالمناسبة، سمعت أنَّه كان كذلك.
    Öyleyse bir büyüğün hoşlandığı her şeyi yapabileceğini de biliyorsun. Open Subtitles و تعرف أيضًا أنَّه بإمكان كبار السن فعل ما يريدون
    Bu harika bir his çünkü buraya getirdik ve salıveriyoruz. Open Subtitles أنَّه شعورٌ رائع لانَّ في هذا المكان , تدعها تذهب
    Bu işe yaramazsa , biz hala Rusları uyarmak lazım. , Uh, konsolosluk ziyaret bizim eski arkadaşı ödemek zamanı gibi geliyor. Open Subtitles إن لم ينجح ذلك, فلا زال يجبُ علينا إنذار الروسِ بما هو قادم يبدو أنَّه الوقتُ المناسب لزيارة صديقنا القديم في القنصلية
    Şunu da eklemem gerekir ki kendisi 12 yıldır evinden çıkmıyordu. Open Subtitles و دعني أخبرك أنَّه بعد تعرضه للحادثة منذ 12 عامًا لم يغادر المنزل قط
    Şunu da eklemem gerekir ki kendisi 12 yıldır evinden çıkmıyordu. Open Subtitles و دعني أخبرك أنَّه بعد تعرضه للحادثة منذ 12 عامًا لم يغادر المنزل قط
    Çok iyi biliyorsunuz ki, kimse ona itaatsizlik edemez. Open Subtitles أنتَ تعرف جيدًا أنَّه لا أحد يعصي أوامره
    Tokmağını öyle sert salladı ki Goblin Kralı'nın kellesi uçtu ve havada 90 metre gidip bir tavşan deliğine girdi. Open Subtitles واستخدم هراوته بقوة كبيرة، حتى أنَّه اِقتلع رأس ملكهم فطار مئات الأمتار في الهواء، ليدخل في حفرة أرنب
    Bu da demektir ki, baş düşmanımla bir kez daha yüzleşmek zorundayım. Open Subtitles ممَّا يعني, أنَّه يجبُ عليَّ أن أتنافس ...مرةّ أخرى مع عدوي اللدود
    Tabii sonradan fark ettim ki bir şeylerden kastı şemsiyesiymiş. Open Subtitles بالطبع, ومن ثم أدركتُ أنَّه يتحدث عن مظلته
    Bu garip et savaşında düşmanının o olduğunu nereden bilebilirdim ki? Open Subtitles أنَّى لي معرفة أنَّه هو عدوكـ ومنافسكَ في شرائح اللحم الغريبة خاصتك
    Yani, bir şey için onun üzerinde çalışıyordu o hedef aldı düşünüyorsun? Open Subtitles إذاً, هل تظني أنَّه تم إستهدافه بسببِ شيئاً ما كان يعملُ عليه؟
    Ama şaşırtıcı bir şekilde testi tekrarladıkça önceki girişimlerini hatırlamamasına rağmen, gelişme gösterdi. TED لكن المفاجئ هو تحسُّن أداءه بتكرار المحاولة، رغم أنَّه لم يكن يتذكّر المحاولات السابقة.
    Evrenin çok büyük bir yer olduğunu yaklaşık 100 yıl öncesine kadar fark etmemiştik bile. TED لكن ذلك لم يكن، إلاَّ قبل حوالي 100 عام عندما أدركنا أنَّه عَالَمٌ كبير
    Derken kayıp düşüverdi... kafasında bir yara vardı. Open Subtitles كان هناك جرح في رأسهِ، كما لو كان اتزحلق كما لو أنَّه سْقطُ هناك في الظلامِ.
    Ne kadar güç olursa olsun, onun için bu bir işkence olmalı. Open Subtitles بالرغم من أنَّه قاسيُ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ تعذيباً
    Hemen bir şeyler yapmazsak tehlikelli olabilir. Open Subtitles لو أنَّه خطرَ، هو عَملَ شيءُ بالتأكيد حتى الآن.
    Sanki güçlü eller tarafndan parçalanms gibi. Open Subtitles كما لو أنَّه قَدْ مُزّق إرباً إرباً باأيدي قويَّةِ.
    Bu işi gerçekmiş gibi ele almanızı tavsiye ederim. Open Subtitles نصيحتي أَنْ تُعالجَ هذا بالضبط كما لو أنَّه كَان حقيقياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more