Söylediğine göre. birileri O'nun "Rhode Island Red (RID)" *** tavuklarından birisini çalmış. | Open Subtitles | . على مايبدو، أنّ أحدهم سرق دجاجه ذات الرأس الأحمر |
Görünüşe göre birileri içindeki canavarın kontrolünü kaybetmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم فقد السيطرة على وحشه الداخليّ |
Görünüşe göre birileri solo takılacak. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم سيبدأ الغناء المنفرد. |
Anlaşılan biri ona yardım etmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم ساعده على الخروج |
Belki birinin onu izlediğini bilseydi vazgeçerdi. | Open Subtitles | "ربما كان ليتراجع إن عرف أنّ أحدهم يراقب." |
Görünüşe göre birisi Nazi altınlarına iyi bir fiyat çekmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم قد حصل على مبلغ جيد مقابل الذهب النازي. |
Uygulanan çeşitli güç iletimi birisinin kurbanın yüzüne doğru küçük ve keskin bir eşyayla vurmaya çalıştığını gösteriyor. | Open Subtitles | الدرجات المتغيرة للقوة قد تشير إلى أنّ أحدهم حاول طعن الضحية في الوجه بجسمٍ حادّ ضيق |
Görünüşe göre birileri baba olmaktan korkmaya başlamış. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم قلق بشأن أُبوّته الوشيكة |
GörünüSe göre birileri yolunu degiStirmiS. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم غيّر معتقده |
Görünüşe göre birileri yolunu değiştirmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم غيّر معتقده |
Görünüşe göre birileri alıştırma yapmış. | Open Subtitles | أرى أنّ أحدهم كان يتدرّب |
biri ona zamanında bir şey yapmış herhalde. | Open Subtitles | . لابد و أنّ أحدهم اقترف شيئاً بحقها |
- Anlaşılan biri ona yardım etmiş. | Open Subtitles | -يبدو أنّ أحدهم ساعده على الخروج |
biri ona haber vermiş olmalı. O da böyle kaçmış. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}لا بدّ أنّ أحدهم نقل لها الخبر فهربت |
Bu yüzden, birinin onu takip etmesinden korkuyordu. | Open Subtitles | -لهذا السبب كان يخشى أنّ أحدهم يتتبّعه . |
- Onlardan birinin onu öldürme ihtimali yok mu? - İtiraz ediyorum. | Open Subtitles | -أليس من المُمكن أنّ أحدهم قتلها؟ |
Görünüşe göre birisi ilaçlarını almış! | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم تناول أدويته المخدّرة |
Görünüşe göre birisi Cole'a evinde saldırdı. | Open Subtitles | ويبدو أنّ أحدهم هاجم (كول هارمن) في منزله |
Jonas Siedel'in cep telefonu kayıtlarına göre, birisi o öldürülmeden önceki gün ona 22 kez mesaj atmış. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} تشير سجلات جوّال (جوناس سايدال) أنّ أحدهم راسله 22 مرة في اليوم الذي يسبق مقتله. من كان؟ |
Ama birisinin öldüğünü söyleseydin koyun falan umurumda olmazdı. | Open Subtitles | ، لكن، إن أخبرتني أنّ أحدهم قد توفيّ . فلن أكترث بأمر أيّ' شيء فما بالك بالماشية |