Bence Bunun sebebi... ...bu çeşit ekmeğin... ...gerçekten de güvenilir olduğunu düşünmemizden dolayı. | TED | وأعتقد أنه بسبب أنّنا نعتقد أنّ هذا النوع من الخبز يرمز إلى الأصالة. |
Bunun mümkün olmadığını düşünüyorum çünkü o bir bilgisayar çipi takıyordu. | Open Subtitles | أظن أنّ هذا غير ممكن لأنه كان يحمل معه رقاقة كومبيوتر |
Ne diye Bunun beni daha iyi hissettireceğini düşünüyorsun ki? | Open Subtitles | لمَ بحق الجحيم تظنّ أنّ هذا سيجعلني أشعر بأيّ تحسّن؟ |
Yazık ki bu adam ve ailesi sadece ölümü bulmuş. | Open Subtitles | من المؤسف أنّ هذا الرجل وعائلته قد وجدوا الموت فحسب. |
Senin istediğin şeyin bu olduğunu sandığım için yapıyordum. | Open Subtitles | كنت أفعل ذلك لأنّني اعتقدت أنّ هذا ما أردتِه. |
Böyle bir tercih olmadığını ikimiz de biliyoruz. Sahile sadece çeyrek mil kaldı. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنّ هذا ليس خياراً وارداً إنّه ربع ميل فقط حتّى الشاطئ |
En iyisinin bu olduğuna karar verdi ve ben de daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | لقد قال أنّ هذا لمصلحة الجميع و لم يعد يمكنني تحمّل ذلك أكثر |
Her kimsen Bunun senin için çok karmaşık olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | إنّي أدرك، كائناً من كنت، أنّ هذا يبدو مُعقداً للغاية. |
Hepimiz ailesiz büyümüş çocuklarız. İnan bana, Bunun doğru olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | جميعنا أطفالٌ في غياب ذوينا، صدّقني، أعلم أنّ هذا سيكون صحيحًا. |
Bana Bunun hala peri masalının bir parçası olduğunu söyle. | Open Subtitles | قلْ لي أنّ هذا لا يزال جُزء من الحكاية الخرافيّة. |
Yani Bunun bizim birlikte almamız gereken bir karar olduğunu düşünmedin? | Open Subtitles | ألم تفكّر في أنّ هذا قرار كان ينبغي أنْ نتّخذه معاً؟ |
Şimdi Bunun biraz garip kaçacağını biliyorum ama küçük şampiyonun tıbbi kayıtları için babası ile ilgili ne bilgiler verebilirsiniz? | Open Subtitles | الآن، أعلم أنّ هذا قد يبدو غريباً بعض الشيء. لكن من أجل سجلّ الطفل الطبي، ماذا يمكنكِ إخباري حول الأب؟ |
10 yıl önce bana dendi ki, Bunun olması imkansıza yakın ve hiçbir zaman Böyle bir şey olmayacak. | TED | قيل لي منذ 10 سنوات أنّ هذا لن يحصل أبدا، أنّه أمر مستحيل. |
Efendim korkarım ki bu gerçek, hiçbir zaman benim olamayacak. | Open Subtitles | أخشى .. أنّ هذا المكتب لا يمكنهُ أن يكون لي. |
- Neyse, diyelim ki bu ameliyatı olan biri bugün oynayacak. | Open Subtitles | لنقل أنّ هذا الرجل الذي أجرى هذه الجراحة، سيقوم باللعب اليوم. |
Hepsi paralel postulatın yanlışlığını sınadılar, ki bu, tüm diğer alternatif geometrilerin keşfine yol açtı. | TED | جميعهم جرّب نفي المُسلَّمة المتوازية، ليُكشف فقط أنّ هذا سنح لظهورهندساتٍ بديلةٍ بالكامل |
Dağı ters yüz edenin bu olduğunu sanmıyorum, Gob. - Sana birisinin incineceğini söylemiştim. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً من أنّ هذا الجزء من الوصايا |
Dağı ters yüz edenin bu olduğunu sanmıyorum, Gob. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً من أنّ هذا الجزء من الوصايا |
İkimiz de Böyle bir şeyin bizim başımıza gelmeyeceğini biliyoruz. | Open Subtitles | وكلتانا نعرف أنّ هذا لا يمكن أنْ يحدث لنا أبداً |
Onu tedavi etmenin tek yolunun bu olduğuna gerçekten inanıyorsan dava riskini alırım. | Open Subtitles | لو كنتَ تظنّ فعلاً أنّ هذا هو العلاج الوحيد له، فسأخاطر بالمساءلة القانونيّة |
Ama görünüşe göre bu düzgün şekilde gelişememiş. | Open Subtitles | لكن، يبدو أنّ هذا قد فشل في أن ينمو كما يجب. |
bu bir Oyun Teorisi dersi olduğuna göre bir oyun oynayarak başlayabiliriz? | Open Subtitles | بما أنّ هذا صف لنظريّة الإستراتيجيّة المُثلى، فكّرتُ أن نبدأ بلعب لعبة. |
Haklısınız. Bu işin steroitlerle alakası olduğuna dair bir kanıtımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أيّ دليل على أنّ هذا له علاقة مع المنشطات |
Benimle birlikte gelecekten geliyor. Bütün bunlar tesadüf mü sizce? | Open Subtitles | يأتي برفقتي من المستقبل، أتعتقد حقّاً أنّ هذا كلّه صدفة؟ |