Zaman ilerledikçe yer çekimi artacak, ta ki tamamen dünyada oluncaya kadar. Ancak sizi temin ederim oraya kadar varamayacağız. | TED | مع مرور الوقت، ستزداد الجاذبية حتى نعود إلى كوكب الأرض، ولكن أود أن أؤكد لكم أننا لن نستطيع الوصول هناك. |
Hesap günü geldiğinde, tıpkı benimkinin Dunkirk'te geldiği gibi sizi temin ederim, Yarbay, gerçekten de çok kötü bir gün olabilir. | Open Subtitles | عندما يأتي يوم الحساب, مثلما أتى يوم حسابي في دانكرك بإمكاني أن أؤكد لك بأنه سيكون أكثر الايام حزناً ايها المقدم |
Ayrıca sizi temin ederim ki bu artık hiç olmuyor. | Open Subtitles | وأستطيع أن أؤكد لك أنه لم يحدث الآن ولن يحدث |
Saat 10'da kapısını kapattığını doğrulayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لك أنه أغلق بابه عند الساعة العاشرة |
Benim işim, tüm bu rahatsızlıklar konusunda ilerleme kaydettiğimizden emin olmak. | TED | مهمتي هي أن أؤكد بالفعل أننا نتقدم في كل تلك الأمراض. |
Şu anda durduğumuz zemin kadar gerçek olduğuna emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | أود أن أؤكد لكم، بل هو كما الحقيقي كما الأرض التي نقف عليها. |
Seni temin ederim ki, sağIımla ilgili merak edilecek bir şey yok! | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لكي بتروفا فوسيل أن لا شيء مقلق يخص صحتي |
Sizi temin ederim, böyle bir durumla şimdiye kadar hiç karşılaşmadık. | Open Subtitles | لقد تصرفت أبدا مثل هذا من قبل. وأود أن أؤكد لكم. |
Sizi temin ederim, harcanan her çaba, ondan bilgi almak için yapılıyor. | Open Subtitles | يمكننى أن أؤكد لك نحن نبذل كل شىء لنحصل على معلومات منه |
Ama seni temin ederim ki bunun bir sebebi var. | Open Subtitles | ولكن يمكنني أن أؤكد لكِ أنه ليس من دون سبب |
- Size temin ederim ki her biri tıbbi olarak gerekliydi. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لكم أن كل من تلك الإجراءات اللازمة لصحتي |
Seni temin ederim ki bir şeylere vurmak rahatlılık veriyor. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لكِ.. أعتقد أنه من الممتع ضرب الأشياء |
Majesteleri'ne, İmparator'un aksine, kendilerine, iyi ve inançlı dostları olacağımızı temin ederim. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لصاحب الجلالة بأنك ستجدنا أصدقاء طيبين ومخلصين خلافا للامبراطور |
Sizi temin ederim, Bay Cortez, bu bir şaka değil. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لك سيد كورتيز ، هذه ليست مزحة. |
"patronun kim olduğunu biliyor.Ve, sizi temin ederim, o kişi biz değiliz" | Open Subtitles | وتعلم من هو المسؤول وأستطيع أن أؤكد لك , إنَّه ليس نحن |
Bayan Marchetti'nin Antigua Bankasında çek ve tasarruf hesabı olduğunu doğrulayabilirim. | Open Subtitles | لأنكِ سمحتِ لي بذلك أستطيعُ أن أؤكد أن السيدة ماركيتي لديها حساب للتدقيق وآخر للتوفير لدى بنك انتيغوا الملكي |
Hanımının mahsulünün güvende olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أؤكد لسيدتك بأن المحاصيل على مايرام |
Albay Hohlback'i öldürdüğüme emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكننى ، أن أؤكد لك يا جنرال .. لقد قتلت الكولونيل هوهلباك |
Ve size garanti ederim ki orada hiç yaşamadım. | Open Subtitles | و أستطيع أن أؤكد لك أنني لم أسكن هنالك أبداً. |
Bu yaratıklarla daha önce de uğraştık, ve bunun düşündüğünüz kadar kolay olmayacağı konusunda size garanti verebilirim. | Open Subtitles | لقد تعاملنا مع هذه المخلوقات من قبل وأستطيع أن أؤكد لكم . أنهم لن يكونوا سهلين كما تتوقعون .. |
Ama şunu vurgulamak istiyorum, bir gruptaki alfa erkek olmak zorunda değil ve en yakın akrabalarımızdan birinde alfa bir dişi. | TED | ولكنني أريد أن أؤكد بأن الالفا في الجماعة ليس ذكراً بالضرورة، فهي أنثى في الواقع في أحد مجتمعات القريبة لنا. |
Eğer bana Richard'ın öldüğü sırada birlikte olduğunuz müşterinizin adını verirseniz şuç mahalinden başka bir yerde olduğunuzu onaylayabilirim. | Open Subtitles | إذا أعطيتني اسم العميل الذي كُنتي معه في وقت مقتل ريتشارد أستطيع أن أؤكد حجةَ غيابك |