Efendim haberin doğru olma ihtimaline karşılık orada Olmam gerekiyor. | Open Subtitles | سيدي، يجب أن أتواجد على الأرض في حالة، تأكيد الخبر |
Acele et. Beş dakika önce ofisimde Olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | مر عليها فأنا اتوقع أن أتواجد بمكتبى بعد خمس دقائق |
Aile tanışma toplantısında benim olmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين مني أن أتواجد في إجتماع العائلتين؟ |
Böyle olmamı istemediğinizi biliyorum ama evimizi özledim. | Open Subtitles | أعلم إنكما لا تريداني أن أتواجد هنا، لكنني اشتقتُ للمنزل |
Ama soruyu sorduğunda orada olmak isterdim. | Open Subtitles | لكني أود أن أتواجد هناك عندما تطرح السؤال |
Ve eğer izin verirsen doğduğunda orada olmak istiyorum. | Open Subtitles | اذا كنتي ستدعينني أود حقا أن أتواجد عندما تولد |
Kanayıp kaçmaktan çok nefret ederim ama yirmi dakika içinde doğu bölgesinde olmalıyım. | Open Subtitles | أكره أن أُصاب وأفُر , ولكن يجب أن أتواجد بالجزء الشرقى خلال عشرون دقيقة |
Çok üzgünüm, haklısın orada olmalıydım, merak etme artık hep yanında olacağım. | Open Subtitles | أنا آسف، كان يُفترض أن أتواجد لك وسوف أفعل. |
Ben de kadınlar soyunma odasında olmamalıyım! | Open Subtitles | ولم يكن على أن أتواجد فى غرفة خلع ملابس النساء |
Yarım saat önce, kulüpte Olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أن أتواجد في النادي منذ ساعةٍ و نصف |
Büyük finali çekiyorlar. Orada Olmam gerek. | Open Subtitles | سيقومون بتصوير المشهد الأخير بعد الظهيرة، يجب أن أتواجد هناك |
Olmam gereken yerin, yaklaşık 130 km. batısındayım. | Open Subtitles | أنا أبعد 80 ميلاً غرب المكان الذي يجب أن أتواجد فيه |
Ama şu an Olmam gereken başka bir yer var. | Open Subtitles | لكن الآن، فهناك مكانٌ آخر يجب أن أتواجد فيه |
Bailey orada olmamı söyledi. | Open Subtitles | بيلي " أخبرني أنه يجب أن أتواجد هناك " |
Makine burada olmamı istedi. | Open Subtitles | -الآلة أرادتني أن أتواجد هُنا . |
- Bundan sonrasını ben hallederim. - Gerçekten orada olmak istiyorum. | Open Subtitles | سأتولّى الأمر مِن هنا - أود حقا أن أتواجد - |
O sırada ben de orada olmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتواجد هُناك عندما يفعل ذلك |
O ve Natalie için orada olmalıyım, çünkü daha önce değildim, tamam mı? | Open Subtitles | عليّ أن أتواجد من أجلها هي وناتالي لأني لم أتواجد مسبقاً , مفهوم ؟ |
Onun babasıydım ve yanında olmalıydım. | Open Subtitles | أنا والده وكان ينبغي أن أتواجد لأجله |
Hatta şuan burada olmamalıyım. | Open Subtitles | حتى أنني لا يجب أن أتواجد هنا الآن |