Amerikalıların satış sözleşmeleri ile zulüm işlediklerinin kanıtı olsaydı, olayları örtülü tutmak için onları öldürmek isteyenler olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | بارتكاب فظائع في مناطق خارجية حيث توظفهم الولايات المتحدة فيمكن أن أقول أن ثمة أُناس سيقتلون ليبقوا ذلك مدفون |
ve genelde hastalara ilaç olarak verdiğimiz şeylerin çoğunun zehir olduğunu söyleyebilirim. | TED | وعلي أن أقول أن أغلب ما نعطيه لمرضى السرطان هو بمثابة سم في الواقع. |
Avam Kamarası'nda bildiriyi okuduğum vakit söylemeliyim ki bu bildiri, umduğumdan da öte bir tesir yarattı. | Open Subtitles | ثم أدليت بالبيان فى مجلس العموم هنا يجب أن أقول أن البيان صاحبته ردود فعل واسعة لم أكن أتوقعها |
Kendi yazdığım bir şey hakkında yargıda bulunmam hoş olmaz ama şunu söylemeliyim ki... sadece bugünkü okumalardan bile, bu rolde ne kadar muazzam olacağını görebiliyorum. | Open Subtitles | لا يمكننى الحكم على كتاباتى و لكن يجب أن أقول أن من قراءة اليوم فقط ، يمكننى أن أقول كم ستلمعين فى هذا الدور |
Gerizekalı olduğunu söylemek istemiyorum ama iki kişilik sıralamada zeki olan değil. | Open Subtitles | لا أريد أن أقول أن هنالك الأغبى لكن هناك غبيان وليس أذكاهما |
Yani, sadece bunun yalan olduğunu mu söylemem gerekiyor? | Open Subtitles | إذاً , كل ما علي فعله هو أن أقول أن هذا غير صحيح ؟ |
Ama yine de oğlumun en iyisi olduğunu söylemem gerekir. Sizin çocuklarından daha iyi. | TED | رغم أنه يجب أن أقول أن ابني هو الأفضل وأحسن من طفلكم. |
Afrika'nın temel zayıflıklarının olduğunun kabul edilmesinin önemli olduğunu söylemek isterim. | TED | أريد أن أقول أن المُهم هو الإعتراف بأن لأفريقيا نقاط ضعف أساسية. |
Emerald City'i tamamen kapatmak istiyorsun, her şeyin sorumlusunun mahkûmlar olduğunu söylememi istiyorsun ve operasyon yaptırma hak verilmesini istiyorsun. | Open Subtitles | تُريدُ إغلاقَ مدينة الزُمُرُد نِهائياً تُريدُني أن أقول أن السُجناء مسؤولونَ عن كُل شيء و أنَ إقحامَكَ لفريق سورت كانَ مُبرراً كُلياً |
Denizaltına girip çok derinlere gitmeye olan ilgimden ahtapotların sorumlu olduğunu söyleyemem ama, ne olursa olsun, bunu seviyorum. | TED | ولا أستطيع أن أقول أن الأخطبوط مسؤول عن إهتمامي القوي للغواصات والغوص في الأعماق ولكن مهما كانت القضية, فإنها تعجبني |
Plan da bu. Evet. Berbat bir plan olduğunu söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | . هذه هي الخطة هل لي أن أقول أن هذا فظيع ؟ |
Ve böyle bir akşamda... ..yaklaşık 40,000 odada benzer şeyler olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | و في ليلة كهذه، يمكنني أن أقول .. أن 40000 غرفة لديها حالة مشابهة. |
Geoffrey dışarıda hala aynı, fakat evin içinde değişik biri olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | في الخارج لا يزال جيفري جيفري، ولكن في الداخل أستطيع أن أقول أن هناك شيء مختلف. |
Çok iyi bir tane olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يا رفاق, أريد أن أقول لكم أن هذا مطعمى وأريد أن أقول أن هذة دعابة لطيفة |
Genç bir bayanın üzerindeki kamçı ve bağ izlerinin sapkınlık olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أود أن أقول أن علامات السوط و كدمات الأربطة على شابة يعد انحرافاً |
Şunu söylemeliyim ki, bütün çalışmalar karşılığını verdi. | Open Subtitles | على أن أقول, أن الدراسة أحدثت نتيجة جيدة |
söylemeliyim ki ilk kez bir din adamı gemimizde bulunuyor. | Open Subtitles | يجب أن أقول أن هذه أول مره يكون معنا واعظ على متن السفينه |
Favori materyalimin 4 yaşımdaki halim olduğunu söylemek istiyorum. | TED | يحلو لي أن أقول أن المادة البيولوجية المفضلة عندي هي طفلي ذي الأربع سنوات. |
Ancak, birleştirmemiz gereken iki şey olduğunu söylemek istiyorum. | TED | لكني أريد أن أقول أن هنالك شيئين نريد أن نربطهم. |
Yani, sadece bunun yalan olduğunu mu söylemem gerekiyor? | Open Subtitles | إذاً , كل ما علي فعله هو أن أقول أن هذا غير صحيح ؟ |