Gelen son bilgilere göre, saldırı gerçekleştiği sırada Başkan da binadaydı... | Open Subtitles | ما نعلمه الاَن، أن الرئيسة كانت في المبنى عندما وقع الهجوم |
- Bilmiyorum. Ama bence tehdit henüz sona ermedi ve Başkan güvende değil. | Open Subtitles | صلب المسألة هي أن هذا التهديد لم ينتهي ولا أعتقد أن الرئيسة بمأمن |
Onu öldürmek isteyen uzaylıyı yakaladığınız için Başkan çok rahatlamış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الرئيسة قد هدأت أعصابها بإمساككم بالفضائي الذي حاول قتلها |
Gelişen olaylar yüzünden Başkan'ın bazılarının desteğini kaybettiği doğrudur. | Open Subtitles | إنها حقيقة فى ضوء الأحداث الأخيرة أن الرئيسة قد فقدت دعم البعض |
Şef geri döndüğüne göre, Acil Tedavi Merkezi pankartını yeniden kaldırıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | الآن بما أن الرئيسة قد عادت فسوف نرفع راية مركز الطواريء مجدداً ، أليس كذلك؟ |
Rusların yaptıklarından sonra Başkan'ın onlarla bir şeyler yapmak isteyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن الرئيسة سترغب بفعل المزيد مع الروس بعدما فعلوه؟ |
O gün garip davranan tek kişinin Başkan olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الرئيسة لم تكن الوحيدة التي لا تتصرف على سجيتها بذلك اليوم |
Başkan Gun sizi kabul etmeyeceğini söylese bile haberiniz olmadan nüfusa kaydedilmiş olamaz mısınız? | Open Subtitles | ألا يُمكن فقط أن يكون هذا ، على الرغم من أن الرئيسة أخبرتك هذا أنك وُضعت فى التسجيل العائلى سلفاً ؟ |
Malesef seçilmiş Başkan bir süre sensiz idare etmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | أخشى أن الرئيسة المنتخبة ستضطر للعمل دونك لفترة |
Amanda, Başkan'ın her ihtimale karşı infaz planı olduğunu varsaydı. | Open Subtitles | اماندا)، تظن أن الرئيسة لديها أمر طاريء بالقتل) بجيبها الخلفي |
Evet, sanırım Başkan çağırmış onu. | Open Subtitles | أجل ، أعتقد أن الرئيسة إستدعتها |
Başkan ile eski başkanın hatta olduğunu belirtmek isterim. | Open Subtitles | أن الرئيسة والرئيس السابق على الخط |
Umurumda olduğundan değil ama son zamanlarda tutuklanmayıp dayak da yemediğime göre Başkan'ın korsan yayınlarımdan haberinin olmadığını varsayabilir miyim? | Open Subtitles | , ليس ذلك ما أهتم به تحديداً ... لكن حيث أنه لم يتم إعتقالى أو ضربى مؤخراً , أستطيع أن أبإمكانى تخمين أن الرئيسة لم تسمع |
Çok sağlam kaynaklardan öğrendiğime göre Başkan Laura Roslin bir süredir halüsinasyon benzeri öngörülerini filodaki iki Cylon daha görüyormuş. | Open Subtitles | الآن علمت من المصادر الموثوق بها أن الرئيسة (لورا روزلين) قد تشاركت منذ فترة |
Görünüşe göre, Başkan Roslin, Cylon ana gemisi sıçradığında | Open Subtitles | من المؤكد أن الرئيسة (روزلين) على متن مركبة الأم التابعة للسيلونز |
Eminim Başkan Taylor muhbirimi size getirmeye çalışırken olanları öğrenmek için can atacaktır. | Open Subtitles | إني متأكدٌ من أن الرئيسة (تيلور) ستسر جداً لتعرف ما حدث لمخبري عندما حاولت تسليمه لك |
Başkan Taylor'un bunu korumaya çalıştığını anlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفهم أن الرئيسة (تايلور) تحاول حماية ذلك |
Şuandan itibaren dünya Başkan Spencer'ın öldüğünü biliyor. | Open Subtitles | بهذه اللحظة، العالم أجمع يعرف أن الرئيسة (سبنسر) قد لاقت حتفها |
Şef'in beni onunla birlikte yaşamam için aldığını... | Open Subtitles | لقد علّمني لأقول أن الرئيسة تريدُ أن تأخذني للعيش معها, |
Demek istediğim şu. Şef bir emir verir. Siz de o emre uyarsınız. | Open Subtitles | ما أود قوله هو أن الرئيسة أصدرت أمرا عليكم إتباع الأوامر و تحاولون جعل الأمور تفلح |
Şef üstüne çok gitmediği için şanslısın. | Open Subtitles | من حسن حظك أن الرئيسة كانت طيبةً معك, |