Musa güneşin 3 gün sonra çıkacağını söyledi ve haklı çıktı. | Open Subtitles | موسى قال أن الشمس ستشرق بعد ثلاثة أيام و كان محقا |
Musa güneşin 3 gün sonra çıkacağını söyledi ve haklı çıktı. | Open Subtitles | موسى قال أن الشمس ستشرق بعد ثلاثة أيام و كان محقا |
Biliyor musunuz, bir yerlerde güneşin her yıl daha sıcak olduğunu okudum. | Open Subtitles | أتعلمون أنني قرأت في مكانٍ ما أن الشمس تزداد حرارة كل عام |
Görünüşe göre Güneş binanın o tarafında. O zaman kuzeye bakıyor olmalıyız. | Open Subtitles | يبدو أن الشمس على هذه الجهة من المبنى، لذا نحن ننظر شمالا |
Güneş parladıkça enerji problemimiz olmayacak. | TED | طالما أن الشمس تشرق فإنه لن يكون لدينا مشكلة من الطاقة |
Bunların sonradan deride depolandığını ve Güneş ışığının onların salınımını sağladığını ve faydalı etkileri olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد أنها بعد ذلك تخزن في الجلد، ونعتقد أن الشمس تطلق هذا حيث أن له بشكل عام آثار مفيدة. |
Son erdiğindeyse değişen tek şey güneşin iki defa battığı olur. | Open Subtitles | وعندما تنتهي، الشيء الوحيد الذي تغيّر هو أن الشمس غربت مرتين |
İşte şimdi Oort Blulutu'ndayız, Güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza, gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz. | TED | نحن هنا على سحب أوورت، خارج النظام الشمسي، بدأنا نرى أن الشمس قد دخلت في مجال الرؤية وتحركت باتجاه الكوكب. |
güneşin bir dahaki Salı'ya söneceğini iddia eden her uçuğun test edilebilir bir tahmini vardır. | TED | أي مهووس يدعي أن الشمس ستخرج خارجاً في يوم الثلاثاء وقد حصل على تنبؤ قابل للإختبار |
"Güneş olduğu yerde durdu" dediklerine göre güneşin dünyanın etrafında döndüğü gibi bir fikirleri olmalı. | Open Subtitles | إذا ، كما يقولون أن الشمس قد توقفت فينبغى أن كانت لديهم بعض الأفكار أن الشمس قد دارت حول الأرض |
güneşin, senin kıçından doğduğunu sanıyor olmalılar, evlat. | Open Subtitles | لا شك في أنهم يعتقدون أن الشمس تشرق من مؤخراتنا |
Benden iyi birinin olduğuna, güneşin doğacağı kadar eminim. | Open Subtitles | كما أنا متأكد أن الشمس ستشرق غدا أنا متأكد أن هناك رجل أفضل منى |
Benden iyi birinin olduğuna, güneşin doğacağı kadar eminim. | Open Subtitles | و بقدر ما أنا متأكد أن الشمس ستشرق فهناك رجل أفضل منى |
Yıldızların ateş olduğundan, güneşin hareket ettiğinden şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أشك أن النجوم مشتعلة، أشك أن الشمس تتحرك |
Biliyoruz ki, bir yerlerde Güneş parlayacak ve gelecek 20-30 yıl boyunca rüzgâr hâlâ esecek. | TED | نحن نعلم أن الشمس سوف تشرق في مكان ما، وأن الرياح ستستمرفي العصف في السنوات الـ 20 أو الـ 30 القادمة. |
Ona göre evrenin merkezi Güneş idi. | TED | وأعرب عن اعتقاده أن الشمس هي مركز الكون. |
Güneş batıdan battığında, ertesi sabah yine doğudan doğacaktır. | Open Subtitles | لو أن الشمس موجودة فى ناحية الغروب فإنها حتما سوف تخرج من منطقة الشرق فى صباح اليوم التالى |
Güneş'in merkezde olduğu bu açıklamalar o zamanki en cüretkâr olanlardı. | Open Subtitles | كانت الميزة الجريئة بهذا التفسير هو فكرة أن الشمس هى مركز الكون |
Sanki tepende gri bulutlar var ve Güneş arkasında kalmış. | Open Subtitles | تجلسين عندك كما لو أن غيمة رمادية تحوم فوق رأسك، كما لو أن الشمس قد حُجبت |