Ne diyorsun Kate? ajan Gonzalez, Canton için mi çalışıyor? Olabilir. | Open Subtitles | ماذا تفهمين من ذلك كايت هل تعتقدين أن العميل غونداليس يعمل لكانتون |
Ben bilmiyorum ama patronum, Özel ajan Jethro Gibbs bilir. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف، وانا لا ولكنني متأكد يا زعيم أن العميل الخاص جيثرو غيبز يعرف |
ajan Vann'ın, İç İşleri'nin gözünde aklandığını varsayabilir miyim artık? | Open Subtitles | -أفترض أن العميل بين بريء من كل التهم الآن! ؟ |
Müşterin ergen bir çocuk değilmiydi? | Open Subtitles | أتقولين لي أن العميل لم يكن مراهقاً؟ |
Müşterin şirketimi yönetmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | يبدو أن العميل ... لن يسمح لشركتي بأن تساعده |
- Bir müşteri görevi zor buldu diye onu değiştiremez. | Open Subtitles | وفقط بسبب أن العميل يجد مهمةً لايعني أنه يمكنه تغييرها |
ajan Fuller'ın eski karınla nişanlı olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | لقد علمت للتو أن العميل فولر كان خطيب زوحتك السابقة. |
ajan Dean'ın aramıza katılmayı planladığını bana söylediğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً على إبلاغي أن العميل " دين " كان يخطط لمرافقتنا |
Görüyorum ki ajan DiNozzo sizi eğlendiriyor. | Open Subtitles | حسنا,أنا أرى أن العميل دينوزو كان يقوم بتسليتكم |
Bay Palmer bir şeyden emin olabilirsiniz o da ajan Gibbs'in... | Open Subtitles | اذا يمكنك أن تتأكد من شئ واحد هو أن العميل جيبز ماذا؟ |
Arabada onla birkaç saat geçirdikten sonra söyleyebilirim ki ajan DiNozzo, yetenekli bir araştırmacı. | Open Subtitles | حسنا، بعد أن أمضيت بضع ساعات في السيارة معه، يمكنني أن أقول أن العميل دينوزو هو محقق بارع |
Kanıtlar, ajan DiNozzo'nun ajan ilkeleriyle davrandığını gösteriyor. | Open Subtitles | الأدلة تشير الى أن العميل دينوزو تصرف فى اطار المبادىء التوجيهية للوكالة |
Kıdemli ajan olay yerinde bulunan para ve uyuşturucu miktarını kanıt olarak almadan önce kayıt altına almak zorundadır. | Open Subtitles | ومن المفترض أن العميل الاقدم يقوم بتسجيل كمية الاموال و المخدرات فى مسرح الجريمة قبل أصدارها كدليل. |
Müşterin öyle biri ki. | Open Subtitles | يبدو أن العميل |
müşteri açısından baktığımızda, benim önerim, yalnızca tadı üzerinden gitmemiz. | Open Subtitles | بما أن العميل ينصت إلي، توصيتي بأن نقرر وفقًا للمذاق وحده. |
Müessese kuralları gereği aynı anda sadece bir müşteri binayı terk edebilir. | Open Subtitles | قواعد المنزل تنص على أن العميل يمكنه الرحيل في أي وقت |
Yanıma gelen uşak, bana... yaşlı ve soylu bir müşteri tarafından beklendiğimi iletti. | Open Subtitles | قيل لي أن العميل ينتظرني في الفندق |