-Hayır.Şu an epey Geç olduğunu biliyorum sen en iyisi- | Open Subtitles | -لا. الآن أَعْرفُ أن الوقت متأخر و إذا ما أردتي |
Doğu'da saatin Geç olduğunu biliyorum ama acil durum. | Open Subtitles | أعلم أن الوقت متأخر جداً فى الشرق ولكنها حالة طارئة |
Bak, çok Geç olduğunu biliyorum, ama biraz buraya gelebilir misin? | Open Subtitles | انظري ,أعلم أن الوقت متأخر , ولكن هل بإمكاني رؤيتك لبرهة ؟ |
Biliyorum geç oldu, belki de başka planların var ama eğer akşam yemeği yemek istersen bir taksi çağırabiliriz. | Open Subtitles | أعرف، أن الوقت متأخر وربما لديك خطط آخرى لكن إذا أردت تناول العشاء يمكننا أن نخرج ونستقل سيارة أجرة |
Biliyorum geç oldu, belki de başka planların var ama eğer akşam yemeği yemek istersen bir taksi çağırabiliriz. | Open Subtitles | أعرف، أن الوقت متأخر وربما لديك خطط آخرى لكن إذا أردت تناول العشاء يمكننا أن نخرج ونستقل سيارة أجرة |
Bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Oldukça Geç olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أشكرك على إستقبالنا أعرف أن الوقت متأخر للغايه |
Geç olduğunu biliyorum, ama bunu bu gece halletmek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الوقت متأخر و لكن علي أن أرسل هذا اليوم |
Geç olduğunu biliyorum, ama bunu bu gece halletmek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الوقت متأخر و لكن علي أن أرسل هذا اليوم |
Geç olduğunu, yorgun olduğumuzu biliyorum ama iki polis öldü. | Open Subtitles | أعرف أن الوقت متأخر أعرف أننا متعبون لكن لدينا إثنين من رجال الشرطة قتلى |
Geç olduğunu biliyorum ama konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أعرف أن الوقت متأخر لكن.. هل لنا أن نتكلم؟ |
Geç olduğunu bildiğimden gevezelik etmeyip sözü yeni başkanımıza bırakıyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن الوقت متأخر لذا لنتخطى مرحلة التقديمات |
Saatin Geç olduğunu biliyorum; ama onunla gerçekten konuşmam gerek. | Open Subtitles | اعلم أن الوقت متأخر, لكنني أريد التحدث معه. |
Yüzbaşı, Geç olduğunu biliyorum, ama Edward Meechum'la ilgili konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | كابتن، أعلم أن الوقت متأخر لكني أريد التحدث إليك بشأن إدوارد ميتشم. |
Geç olduğunu biliyorum ama gelmek zorundaydım. | Open Subtitles | أعرفُ أن الوقت متأخر, ولكن كان عليّ أن آتي. |
- Hayır. - Biliyorum, çok geç oldu ama... | Open Subtitles | الآن أَعْرفُ أن الوقت متأخر و إذا ما أردتي |
Biliyorum, geç oldu. Ve seni böyle aramamalıyım. | Open Subtitles | أعلم أن الوقت متأخر وأني لا يجب أن أتصل بهذه الطريقة. |
Baba, çok geç oldu. Neden biraz dinlenmiyorsun? | Open Subtitles | أبي أن الوقت متأخر حقا , لماذا لاترتاح قليلا؟ |
Lütfen, biliyorum geç oldu ama minnettar kalırım. | Open Subtitles | أنا أعلم أن الوقت متأخر ولكني حقاً أقدر لك صنيعك هذا |
Geç olduğunun farkındayım ama buradan gitmem gerek. | Open Subtitles | مرحبــا ، أعلم أن الوقت متأخر لكن عليّ المغادرة من هنــا |
Geç olduğunun farkındayım ama buradan gitmem gerek. | Open Subtitles | أعلم أن الوقت متأخر لكن عليَّ الخروج من هنــا |
saat geç biliyorum ama bir içki içmeye içeri gelmelisin. | Open Subtitles | أعلم أن الوقت متأخر ولكن عليك الدخول لتناول مشروب |