Bazılarınızın evinde olabilir. | TED | من المحتمل أن بعضكم يملك مثله في البيت. |
Bazılarınızın Harvard İşletme Okulu'na gittiğini biliyorum. | TED | أنا أعلم أن بعضكم درس في مدرسة هارفرد للأعمال. |
Şimdi, bu salonda bulunan Bazılarınızın bunu riskli bir öneri olarak | TED | والآن، أعرف أن بعضكم في هذه الغرفة يرون هذا الإقتراح محفوفا بالمخاطر. |
bazılarınız, spektrumun iki ucunda olan zararsız ve korkunç arasında nasıl bir bağ olduğunu merak ediyorsunuzdur. | TED | أعتقد أن بعضكم يفكر ويتعجب من وجود صلة بين البراءة والرعب، شيئان يبدوان على النقيض تماما تفصل بينهما مسافة كبيرة. |
Biliyorum, bazılarınız şuan, hapiste nasıl iyi bir akıl hocası bulabildin ki? | TED | الآن، أعلم أن بعضكم يفكرعلى الأرجح، كيف لك أن تجد مرشدين عظماء في السجن؟ |
O istatistiklerden bir tanesini seçtim, Bazılarınızın önceden gördüğüne de eminim. | TED | اخترت واحدة من تلك الإحصائيات، و أنا واثق من أن بعضكم قد شاهد هذه الإحصائيات من قبل. |
Bazılarınızın alan kodu değişikliği, nedeniyle kızgın olduğunuzu biliyorum özellikle dinamitle sarılı olanlarınızın. | Open Subtitles | أعرف أن بعضكم مستاء من تغير رمز المنطقة خاصة المغطين بالديناميت |
Ancak yine de,... Bazılarınızın bunu dedektifçilik... oynamak için kullandığı dikkatimi çekti. | Open Subtitles | علي كل حال أسترعي أنتباهي أن بعضكم يعتمد علي نفسه ليلعب دور التحري |
Bazılarınızın hareketlerimden hoşlanmadığınızı biliyorum Ve dünkü olay için beni suçladığınızı. | Open Subtitles | الآن ، وأنا أعلم أن بعضكم لا أحب طريقة أفعل الأشياء ، وأنا أعرف بعض من كنت اللوم لي ليوم أمس. |
Bazılarınızın vampirlerin bir arada yaşama ve huzuru vaat ettiği zamanın çoktan geldiğini düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أن بعضكم يعتقد أن هذا الوقت جاء بالفعل أن منطق مصاصي الدماء اليوم هو التعايش والسلام |
Bakın, Bazılarınızın mukaddes varlıklarınızı ve kültürünüzü korumakla ilgili endişeleri var. | Open Subtitles | انظروا ، أعلم أن بعضكم هنا قلقون بخصوص. مواقعكم المقدسة وحماية ثقافتكم. |
Bazılarınızın daha çok şey yapabileceğimi, yapmam gerektiğini düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن بعضكم قد يفكر أنه هناك المزيد مما كان يمكن أن أفعله أو ما كان ينبغي أن أفعله |
Bazılarınızın bugün doğru karar vermelerine yardım etmesi için, | Open Subtitles | أنا أعلم أن بعضكم قد تلى صلواته اليوم... |
Bakın, Bazılarınızın korktuğunu biliyorum gayet normal, çünkü ben de korkuyorum. | Open Subtitles | أنظُروا , أعلم أن بعضكم خائف وذلكجيدلأننى.. لأننىخائفأيضاً! |
Şimdi, Bazılarınızın benim davranışlarım ve aldığım risklerden dolayı, onun taraflı davrandığını düşündüğünüzü biliyorum, ama onu buradan göndermek risklerin en büyüğü olacaktır. | Open Subtitles | الأن , أعلم أن بعضكم يظن أنها قامت بالتغاضي عن سلوكي والمخاطرات الّتي خضتها لكن أن تزيلوها ستكون اعظم مخاطرة على الإطلاق |
Hintçe bir selamlama var; Bazılarınızın bildiğinden eminim, NAMASTE, ve bu kelimeyi saygı dolu bir selamlamayla tamamlıyorsunuz kabaca tercüme edildiğinde ise anlamı şu; "İçimdeki Tanrısal kısmımla, senin içindeki Tanrısal kısmı selamlıyorum" | TED | هناك تحية هندية أنا متأكد من أن بعضكم يعرفها: "ناماستاى" وتصاحبها انحناءة احترام, وهي تعني إذا ما ترجمت بشكل تقريبي "ما بداخلي من الرب يلقي التحية على ما بداخلك منه" |
Eminim ki bazılarınız deniz yıldızının kolunu kaybettikten sonra yeniden oluşturduğunu duymuşsunuzdur. | TED | أنا متأكد أن بعضكم قد سمع عن قدرة نجم البحر على إعادة تكوين أحد أذرعه إذا تم قطعه. |
Adı John Belk. Muhtemelen bazılarınız biliyordur. | TED | اسمه جون بيلك.. من المحتمل أن بعضكم يعرفه |
bazılarınız için sert, hatta kalpsizce gelmiş olabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن بعضكم قد يجدون هذا قاسياً و ربما بلا رحمة |
bazılarınız benim madeni kapatmak istediğimi sanıyor. | Open Subtitles | أنا أعلم أن بعضكم يظن أنني أريد أن أقفل المنجم |
bazılarınız, planlarımın mantıksız olduğuna dair dedikodular duymuş olabilir. | Open Subtitles | أرجّح أن بعضكم قد سمع بعض الإشاعات المبالغ فيها حول نواياي |