"أن تتحدثي" - Translation from Arabic to Turkish

• konuşmalısın
• konuşmalısınız
• konuşmanı
• konuşacaksın
• konuşamazsın
• konuşmalıydın
• konuşabilirsin
• konuşmamalısın
• konuşmak zorunda
• konuşman gerek
• konuşman gerekiyor

Belki Dr. Searle'le bu konuyla ilgili konuşmalısın.
ربما يجب أن تتحدثي إلى الدكتور سريل حول ذلك

- Baba, bir şey söyle şuna. - Bu konuda annenle konuşmalısın.
أبي اجعله يتوقف يجب أن تتحدثي لأمكِ حيال هذا

Sinclair'larla konuşmalısınız.
أنتِ يجب أن تتحدثي مع عائلة سينكليرز

Onunla konuşmanı istiyorum.
أريدك أن تتحدثي معه عندك خبرة مع الآخرين كنتي شرطية

Biliyorsun eninde sonunda benimle konuşacaksın.
أتعلمين يجب عليكِ أن تتحدثي إلي في النهاية

Hayır, hayır, konuşamazsın anladın mı?
لا يمكنكِ أن تتحدثي ، حسناً ؟ ولكن اتصلنا بوالدتكِ وهي في طريقها إلى هنا ، حسناً ؟

Bu sefer şansımız yaver gitti. - Onunla konuşmalıydın. - Ben mi?
ولكننا حالفنا الحظ هذه المرة كان يجب أن تتحدثي إليه

Nasıl olurda senden üstün birine karşı böyle konuşabilirsin, seni berduş?
كيف تجرؤين أن تتحدثي هكذا مع من هم أعلي منزلة منكِ، يامتسكعة؟

Hoş ve sıkı bir kıçın var boyacı. Yaşının üç katı bir erkekle böyle konuşmamalısın.
لديك مؤخرة عظيمة جميلة ايها الصبّاغ لايجب أن تتحدثي إلى رجل

Sürekli İngilizce konuşmak zorunda kalmanın sende yarattığı etkiyi bilemedim.
لم أفكر كيف سيكون بالنسبة لك أن تتحدثي بالأنجليزية طوال الوقت

Carrie Louise, belki ikisiyle de konuşmalısın.
كاري لويس,ربما يجب عليكي أن تتحدثي مع كلاهما

Yeteneklerle ilgili soruların mı var? Onunla konuşmalısın.
إن كان لديكِ اسئلة عن القدرات يجب أن تتحدثي إليه

Anne, onunla konuşmalısın. Ona rehabilitasyonu falan sor işte.
أمي يجب عليك أن تتحدثي إليه , إسأليه عن مخيم إعادة التأهيل أو شيء ما

Walter'la konuşmalısın. Belki ona bir şekilde yardım edebilirsin.
يجب أن تتحدثي مع والتر لربما وجدتي وسيلة لتساعديه

- Bu konuda annemle konuşmalısın, ve terapiye gitmenin nasıl önemli olduğunu öğrenmesine izin ver.
أعتقد انكي يجب أن تتحدثي مع أمي في ذلك و أنه كم من المهم لكي أن تذهب للعلاج

Belki de bu konuyu onunla konuşmalısınız.
ربما يجدر بكِ أن تتحدثي معها بهذا الشأن

Onun doktorunuzla konuşmalısınız .
يجب أن تتحدثي مع الطبيب المسؤول عنه

Onlarla konuşmanı istiyorum. Onlara istekleri dışında götürüldüklerini bildiğimi söyle.
أريدكِ أن تتحدثي معهن، وتخبريهن أنني أتفهم بأنهن قد أذهبن رغم إرادتهن

Ama dinle, olay şu, ...bir dakika kadar konuşacaksın, ...bizi bilgilendireceksin, sonra bir daha konuşamayacaksın.
... لكن، أصغي إلي ... عليكِ أن تتحدثي لدقيقة واحدة فقط و سنتابع ما تقولينه وبعدها، لن تتمكني من التحدث مطلقاً

Sokaktaki herhangi biriyle konuşamazsın.
لا يمكنك أن تتحدثي لأي شخصٍ في الشارع

Benimle daha önce konuşmalıydın.
كان يجب عليكِ أن تتحدثي الي من قبل

Soru yok. Bizimle konuşabilirsin. Biz Göçmen Bürosu'ndan değiliz.
لا بأس، يمكن أن تتحدثي معنا، فلسنا من مكتب الهجرة.

Üzerinde suçlamalar var. Onunla konuşmamalısın.
يوجد تهم جنائية معلقة، لا يجب أن تتحدثي معه.

Polonyalı hizmetliyle konuşman gerek ve ona söyle, bu sefer her şeyi bilmek istiyorum.
أريدكِ أن تتحدثي إلى الخادمة البولندية و أخبريها بأني هذه المرة أريد القصة كاملة

Zor bir dönemden geçtiğinin farkındayım ama gerçekten babamla mutlu değilsen bunu onunla konuşman gerekiyor.
أعلم انكِ تمرّين بوقت قاسٍ لكن ان كنتِ فعلاً بهذا الشقاء مع أبي يجب أن تتحدثي معه