Tek atış, sen en iyisi arabayı getir. al şu anahtarı. | Open Subtitles | أعتقد, ون روند يجب أن تحضر السيارة هذا هو المفتاح |
Bir kırmızı şarap da ben alabilir miyim? Aynısından lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تحضر لي النبيذ الأحمر تماما مثل الذي عندها؟ |
Bakar mısın, bana ve arkadaşıma birer tane daha getirir misin? | Open Subtitles | بعد إذنك، هل يمكنك أن تحضر لنا دورة أخرى لصديقي ولي |
Yarın akşam, erozyon teorileriyle ilgili bir ders veriyorum. Bence, sen de gelmelisin. | Open Subtitles | سألقي محاضرة عن عوامل التعرية ليلة الغد, يجب أن تحضر |
California'dayken bana biraz kokain alır mısınız? Tabii, seve seve. | Open Subtitles | اسمع، عندما تكون في كاليفورنيا هل باستطاعتك أن تحضر بعض البودرة من أجلي؟ |
Ona cidden mist spreyi almalısın. | Open Subtitles | عليك حقًّا أن تحضر له بعض الضباب الرذّاذ. |
İşte bu kadar Charles. Maxie Dean'i buraya getirebilirsin. | Open Subtitles | هيا يا تشارلز، عليك أن تحضر ماكس دين الآن. |
Annie, olabildiğince hızlı bir şekilde şehir merkezine gitmeni Southern Cross restoranını bulup bana alabildiğin kadar karamelli ekler almanı rica ediyorum. | Open Subtitles | آني أريدك أن تحضر لي هذا في أقرب وقت ممكن من مطعم سلترون كروس |
Takım elbiseni kuru temizlemeden almayı unutma. | Open Subtitles | لا تنسى أن تحضر بدلتك من المغسلة 234 00: 10: 07,705 |
Af kurulu celsesine katılacağını söyledi.... ...eğer gelmesini istersen. | Open Subtitles | وقالت أنها ستحضر الجلسة.. إذا أردتها أن تحضر.. |
Oh, pardon oğlum, senden en üstteki raftan kiremit getirmeni istemiştim. | Open Subtitles | آسف يا بني ، أردتك أن تحضر لي كومة القرميد من الرف العلوي |
Şimdi bana bir şişe, lastik boru ve huni bulabilir misin? | Open Subtitles | و الآن هل يمكنك أن تحضر لي زجاجة، بعض الأنابيب وقمع؟ |
Pek çok şenlik olur. Düğün alayını getirirsin. | Open Subtitles | و سيكون هناك حفل و مرح كثير و يمكنك أن تحضر في موكب الزفاف |
Sana yakışıklı bir çocuk getir demiştim, şişko ve alkolik birini değil! | Open Subtitles | أخبرتك أن تحضر لى شاب لطيف وليس هذا الوغد اللعين |
Sen yağmurlukları getir, onları yukarı çıkarmaya başlayalım. | Open Subtitles | من المستحسن أن تحضر تلك المعاطف المضادة للماء دون إثارة ريبة. |
Bana biraz porno alabilir misin? | Open Subtitles | هلّ بإمكانك أن تحضر لي بعض الأفلام الإباحية؟ |
Belki annen geri geldiğinde sana doğru düzgün bir köpek alabilir! | Open Subtitles | ربما عندما تعود والدتك يمكنا أن تحضر لك كلباً يتصرف بشكل طبيعي |
Louis, bir kap su getirir misin, içine ayaklarını sokacak kadar büyük olsun. | Open Subtitles | أيمكنك أن تحضر لي وعاءً من الماء كبير لدرجة تكفي لوضع قدميها فيها |
Okuldaki şu Grup Savaşları'ndayım. Sen de gelmelisin. | Open Subtitles | أنا مشتركة بمسابقة الرقص بالمدرسة، يجب أن تحضر. |
Misafirimiz gelecek. Yiyecek bir şeyler alır mısın? | Open Subtitles | لدينا زائر , هل يمكنك أن تحضر لنا بعض الطعام ؟ |
Belki ona bir koşu takımı falan almalısın? | Open Subtitles | ربما يجب عليك أن تحضر له سرجاً أو شيء ما |
Oh, sende benim kitabımı getirebilirsin, dairenizde tezgahın üzerinde. | Open Subtitles | رائع ،و يمكنك أيضا أن تحضر لي كتابي أنه علي المنضدة في شقتك |
Yiyecek bir şeyler al ve odaya gönder. | Open Subtitles | أريدك أن تحضر بعض لطعام و تذهب به إلى الغرفة |
Biliyorum "Büyük hediye yok dedik ama, fakat yine de sevgililer günü için bana birşeyler almanı ummuştum. | Open Subtitles | أعلم أننا اتفقنا ألا نحضر هدايا كبيرة لكن كنت أتمنى أن تحضر لي شيئاً بعيد الحب |
Hiç yeni hizmetkarlar almayı düşündün mü? | Open Subtitles | أفكرت يوماً فى أن تحضر خدماً جدد ؟ |
Bu hafta sonu maç var. Ondan yemek hazırlayıp izlemeğe gelmesini isteyeceğim. | Open Subtitles | هناك مبارة هذا الإسبوع، علي أن تحضر الغداء و تأتي لتشاهدني. |
Bana Darling Yatırım'ın son 5 yılının kar ve zarar raporlarının kopyalarını getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أرغب منك أن تحضر لي بعض النسخ من احصائيات الربح و الخسارة لجميع مشاريع عائلة دارلنغ في الخمس سنوات الماضية |
Acaba bana şık bir şapka kutusu bulabilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنك أن تحضر لى بلباقه صندوق القبعات ذات الطراز الكبير العتيق |
Belki boşanma kâğıtlarını imzalarken arkadaşını da getirirsin de bu işi tek seferde kökünden hallederiz. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تحضر صديقك لكي يوقع على أوراق الطلاق لك لكي ننتهي من هذا وللأبد |
Güvenlik kasetini alıp o insanların düşüp bir şeylere çarptığı televizyon programlarına satmalısın. | Open Subtitles | , أن تحضر شريط المراقبة وتقوم ببيعه لأحد العروض التي تصور هفوات الناس |