özür dilemelisin! Arkadaşlığımız, söylediklerini haketmiyor. | Open Subtitles | يجب أن تعتذري فصداقتنا لا تستحق هذا التصرف منكِ |
Ama yemeği beğenmediysen iş değişir. İşte o zaman özür dilemelisin. | Open Subtitles | إلىٍ إن كان الطعام لايعجبك عندها يجب عليك أن تعتذري. |
Teknik olarak şimdi benden özür dilemelisin ama boş ver, ben çok bağışlayıcı bir insanım. | Open Subtitles | تقنيا يجب عليك أن تعتذري لي، والآن ولكن أنسي ذلك أنا شخص معطي للغاية |
Ama yaptığın bazı şeyler için Özür dilemene gerek yok. | Open Subtitles | لكن بعض الأشياء التي فعلتيها, لا يجب أن تعتذري عنها |
- Özür dilemene gerek yok. - Evet, var. | Open Subtitles | ــ لا يجب عليكِ أن تعتذري ــ بلى، يجب علي ذلك |
Ciddi bir şekilde özür dilemeni istiyorum. | Open Subtitles | أود منكِ أن تعتذري كأنكِ تعنينها |
Kraliçeye hakaret edip karşı gelmişsin. özür dilemelisin. | Open Subtitles | قالت الملكة إنك أهنتها وتحدّيتها عليك أن تعتذري |
Ama gerçekten ondan özür dilemelisin. | Open Subtitles | لكن كما تعلمين يجب أن تعتذري لهُ |
Topluluktan özür dilemelisin. | Open Subtitles | يفترضُ بكِ أن تعتذري إلى الدائرة |
özür dilemelisin. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعتذري |
Paula'dan özür dilemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تعتذري لبولا |
Ondan özür dilemelisin, benden değil. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تعتذري له ليس لي |
Kocan için Özür dilemene gerek yok. Hepimizin siniri bozuk. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تعتذري عنه, كلنا متوترين. |
İsteklerin için Özür dilemene gerek yok. | Open Subtitles | ولكن.. أقصد.. لينا ليس عليك أن تعتذري على شيء تريدينه |
Hayır, hayır, herhangi bir şey hakkında Özür dilemene gerek yok. Evet var. | Open Subtitles | .كلّا، لا داعٍ أن تعتذري على أيّ شيء - .بل عليّ الاعتذار - |
Kardeşlerin için Özür dilemene gerek yok. | Open Subtitles | ليس من الواجب أن تعتذري عن إخوتك |
Samimi bir şekilde özür dilemeni istiyorum. | Open Subtitles | أود منكِ أن تعتذري كأنكِ تعنينها |