"أن تعطيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • vermelisin
        
    • verebilirsin
        
    • ona verebilir
        
    • vermek
        
    • ona verir
        
    • vermeliydin
        
    • verebileceğin
        
    • vereceksin
        
    • verebilirdin
        
    Ne yaptı bilmiyorum ama ona bir şans daha vermelisin. Open Subtitles لا أعرف ما الذي فعله معك و لكن عليك أن تعطيه فرصة أخرى
    Ona, Noel için istediğini vermelisin. - İpleri biraz çek. Open Subtitles يمكنكِ أن تعطيه ما يريد لعيد الميلاد الإمساك بزمام بعض الأمور
    Ona kayıp hazineni bulması için bir fırsat verebilirsin. Open Subtitles أنت يجب أن تعطيه فرصة أخرى لكى يجد كنزك المفقود
    Yenisini ona verebilir misiniz? Open Subtitles أيمكنك أن تعطيه الرقم الجديد ؟
    Ya da bu işi yapanların ona vermek istediği bilgiyi verdin. Open Subtitles أو منحته بالضبط ما أرداته منك الجماعة المنفذة لذلك أن تعطيه
    Eve geldiklerinde bunu ona verir misin? Open Subtitles أيمكنكِ أن تعطيه هذه عندما يعودون؟
    Çantayı ona vermeliydin zira ben peşinden koşmam. Open Subtitles كان عليك أن تعطيه الحقيبة لاننى لن اقوم بمطاردتك مثله
    Grayson'ı incitmeden Bandell'a verebileceğin bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك أى شىء يمكن أن تعطيه لبندال دون الاضرار بجرايسون
    Şimdi onu bana vermelisin. Kanının dökülmesinden kurtar kendini. Open Subtitles . يجب أن تعطيه لى الآن أنقذ حياتك ، بدون إراقة الدماء
    Eğer onu istiyorsan, herşeyini vermelisin. Open Subtitles إذا أردتي تقييده فعليكِ أن تعطيه المفتاح
    Bu arada bir çocukla oynarken cevabı biliyor olsan bile, atlamadan önce ona en azından rolünü oynama şansı vermelisin tamam mı? Open Subtitles بالمناسبة عندما يحرز الطفل ؟ يجدر بك أن تعطيه الفرصة ليمثّل تلميحه حسنا ؟
    Hayır yok, varsa bile ailenle ilgilenmesi için onu karına vermelisin. Open Subtitles و لو كنتَ تملكه، فيجب أن تعطيه لزوجتك لتعتني بعائلتك.
    Sıfır grubuysan herkese kan verebilirsin. Open Subtitles إذا كان دمك من فصيلة أو فيمكن أن تعطيه إلى أى شخص
    Şu akşamdan kalmaların kullandığı hızlı rehidrasyon sağlayan şeylerden verebilirsin diye düşündüm. Open Subtitles أملت أن تعطيه علاجًا سريعًا لمعالجة جفاف آثار الثمالة.
    Eğer isterse ona ağrı kesici verebilirsin. Open Subtitles الآن، بوسعكِ أن تعطيه مسكنات إذاطلبذلك،فقط ..
    Yenisini ona verebilir misiniz? Open Subtitles أيمكنك أن تعطيه الرقم الجديد ؟
    Telefon numaramı ona verebilir misin? Open Subtitles أيمكنك أن تعطيه رقم هاتفي؟
    Ama Muhammed Ali'nin, George Foreman'la Zaire'de karşılaşması için yaptıklarından dolayı hakkını vermek gerek. Open Subtitles ولكن عليك أن تعطيه حقه على ما فعله لجعل محمد علي مقابل جورج فورمان في زائير.
    Bunu ona verir misiniz? Open Subtitles هل يمكن أن تعطيه هذا؟
    -Sadece kardeşine vermeliydin. -Evet. Open Subtitles ـ ولكن كان يجب أن تعطيه أختك ـ نعم
    Semptomları azaltmak için diğerlerine verebileceğin bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك أي شيء يمكن أن تعطيه للآخرين للمساعدة في تقليل الأعراض؟
    Sana işkence yapıyorken, dayanamayıp itiraf edermiş gibi ona yanlış bilgi vereceksin. Open Subtitles ثم يجب أن تعطيه معلومة خاطئة و أنت تتظاهر بالأعتراف من التعذيب
    Ona pasaportunu da verebilirdin. Open Subtitles لقد كان متبقى أن تعطيه جواز سفرك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more