"أن تعمل" - Translation from Arabic to Turkish

• yapmaya
• çalışmak
• yapmak
• çalışmaya
• çalışmalısın
• çalışabilir
• çalışabilirsin
• çalış
• çalışmalı
• yapabilirsin
• işe
• çalışıp
• yapmalısın
• çalışacaksın
• çalışmanızı istiyorum

ve içinde yaşadığı şartlarda çalışacak bir makine yapmaya çalıştı. Ve ortaya çıkardığı şey bu
وحاول أن يخرج بآلة يمكنها أن تعمل في الواقع الذي يواجهه. والذي أخرجه كان هذ الشيء،

Dandik bir komuta merkezinde çalışmak hiç de eğlenceli değil, değil mi?
إنه ليس ممتعاً جداً أن تعمل في مركز القيادة الرديء، أليس كذلك؟

Onun günahlarını bağışla, çünkü o kalbinde emirlerini yapmak istedi.
لا تحسب أعمالها ضدّها. لقلبها , رغبت أن تعمل رغبتك.

Çok sinir bozucu olduğumu, benimle iki gün çalışmaya dayanamayacağını söylüyorsun.
فهمت أني مزعجة جداً، لا تحتمل أن تعمل معي حتى ليومين

Zeki olmak yeterli değil, genç adam. Çok da çalışmalısın.
،كونك عبقرياً ليس كافياً أيّها الشاب، عليك أن تعمل بجد

O çalışabilir. Sen çalışabilirsin.
هؤلاء يستطيعون العمل و هؤلاء لا يستطيعون هي يمكنها أن تعمل

İki seçeneğin var. Yeni bir pilot olarak sıfırdan başlayabilirsin, ya da bir portakal bağında çalışabilirsin.
إما أن تبدأ بتعلم الطيران و إما أن تعمل بمزرعة البرتقال

Hayatın boyunca bir ev almak için çalış, sonunda al ve içinde yaşayan kimse olmasın.
لاحظي ذلك أن تعمل طوال حياتك كي تدفع ثمن منزل و في النهاية تملكه و ليس هناك من يسكنه

Doğal makine de aynen bu şekilde çalışmalı.
و هذا بالضبط كيف يجب أن تعمل الآلة الطبيعية.

4 milyarla yapamayacağın şeyi 7 milyar Dolar'la nasıl yapabilirsin ki?
ماذا يمكن أن تعمل بسبعة بليون بأنّك لا تستطيع تعمل بأربعة؟

İstediğini yapmaya özgürsün
لك كامل الحرية في أن تعمل أيّ شيء تختاره

Bizim grubumuzla ne yapmaya çalıştığını biliyorum ben, pezevenk!
اعرف لماذا أنت تحاول أن تعمل مع مجموعتنا، يا عاهر

çalışmak istemiyorsun diye neden diğerlerini de işe yaramaz olmaya teşvik ediyorsun?
‎لو أنك لا تريد أن تعمل ‎لماذا تشجع الآخرين على عدم الاستفادة

Senin gibi güzel bir kadının neden çalışmak istediğini anlamıyorum.
لا أفهم لم قد تريد فتاةً جميلةً مثلك أن تعمل

Bilmen gerekir ki Cadılar Bayramı'nda şaka yapmak pek de akıllıca değildir.
عليكَ أن تعلم أنّه ليس من الحكمة أن تعمل علي مقالب الهالوين.

Eğer burada çalışmaya devam edersen, sana kahve yapmayı gösterelim.
دع الشباب يعلمونك كيف تصلح قهوة إذا أردت أن تعمل

Etkilendim. Belki de benimle çalışmalısın. Seninle iyi bir takım olabiliriz.
مُثيرُ للإعجاب, ربما يجبُ عليكَ أن تعمل لدى سنكون فريقاً رائعاً

Çalışabilecek ve çalışamayacak olanları. Bu çalışabilir.
هؤلاء يستطيعون العمل و هؤلاء لا يستطيعون هي يمكنها أن تعمل

Dirk sen de Colonel'i ikna etmeye çalış.
و يا ديرك, يجب عليك أن تعمل على إقناع العقيد أيضاً. عليك أن تكون ملتزماً.

Haklısın. Bence bizimle çalışmalı.
أتفق معك في هذا، يجب أن تعمل معنا بشكل سري طبعاً

Peki senin benimle daha çok ilgilenmen için ne yapabilirsin?
لذا ماذا يمكن أن تعمل ك لأَخْذ إهتمامِ أكثرِ فيّ؟

Bu çok fazla miktar, Dave. Bu işe yaramalı. Çabuk.
ـ هذه حمولة الشاحنة، يا ديفيد ـ يجب أن تعمل.

Hem çalışıp hem hayatını yaşayan bir kadını havsalan almıyor.
بالطبع لا يمكنك تفّهم أن تعمل المرأة ويصبح لديها حيـاة

Gerçekten hafızanla ilgili bir şeyler yapmalısın.
حقا، أنت يجب أن تعمل شيء حول ذلك ذاكرة لك.

Yakınlarda, çalışacaksın ya da okula gideceksin.
حيال ذلك أما أن تعمل أو تذهب إلى المدرسة

- Ama son kararımı vermeden önce gelecek hafta bir bölümde bir vardiya çalışmanızı istiyorum.
أود منك أن تعمل دوام كامل فى ذلك القسم الاسبوع القادم