"أن تغادري" - Translation from Arabic to Turkish

    • Gitmeden
        
    • gitmelisin
        
    • gidemezsin
        
    • gitmeni
        
    • - Gezelim
        
    • terk etmen
        
    • terk etmelisin
        
    • ayrılmalısınız
        
    • gitmen
        
    • oradan çıkmalısın
        
    O halde havaalanına Gitmeden önce polislerle görüşeceksin. Open Subtitles إذاً، سوف يتوجّب عليكِ أن تُـقابلي الشرطة قبل أن تغادري
    Şey, acaba Gitmeden önce bir şeyler yemek ister misiniz? Open Subtitles قبل أن تغادري, أأنتي متأكدة من أنك لا ترغبين بشئ ما لتأكليه؟
    Onlardan rica ettim yani Gitmeden önce maaşını alabilirsin. Open Subtitles لقد قمت باستعجالهم حتى تستطيعي الحصول على شيكك قبل أن تغادري
    Şimdi gitmelisin. gitmelisin. Kjell Bjarne her an gelebilir. Open Subtitles لا بد أن تغادري الآن فقد يعود في أية لحظة ويسيء فهم الموقف
    Hemen buradan gitmelisin. Son testi neden iptal ettiler, biliyorsun değil mi? Open Subtitles "يجب أن تغادري هذا العالم، تعرفين لمَ ألغوا التجربة الأخيرة، أليس كذلك؟"
    Sırf kızımsın diye erkenden çıkıp gidemezsin. Open Subtitles لا تستيقظين فقط وتريدين أن تغادري مبكرًا لأنكِ ابنتي.
    Bekle bekle, Gitmeden sana bir şey sormak istiyorum Open Subtitles لحظة، لحظة.. قبل أن تغادري اريد ان اطرح عليك سؤالاً
    Hayır, Gitmeden kurut. Hepsini kurut. Open Subtitles لا ، جففي ملابسكِ قبل أن تغادري ، جففيها
    Gitmeden önce annene şakaların nasıl yapıldığını öğretebilir misin? Open Subtitles قبل أن تغادري أن تأخذي أمّك جانباً و تشرحي لها فكرة الخطوط الفاصلة
    Dinle, Gitmeden önce mutfağa geliyorsun, tamam mı? Open Subtitles و الآن, أنصتي إلي, مُرِّيني في المطبخ قبل أن تغادري, حسناً؟
    Ama sen Gitmeden önce bile biraz garip davranıyordun. Open Subtitles و حتى قبل أن تغادري لقد كنتِ تتصرفين بطريقة غريبة نوعاً ما
    Sen Gitmeden önce biraz daha antrenman ayarlamak için konuşalım. Open Subtitles اسمعي قبل أن تغادري. يجب أن نتحدّث حول تقويتك بتكثيف التدريب.
    Seni de öldürmeden önce buradan gitmelisin. Open Subtitles عليك أن تغادري الآن قبل أن تقتلك أنت أيضاً
    Bana kalırsa Nick seni görmeden buradan defolup gitmelisin. Open Subtitles في رأي المتواضع، الأفضل أن تغادري قبك أن يراكِ نيك
    Bu sana bağlı. Ama şimdi gitmelisin. Open Subtitles هذا يعود إليك لكن الآن، عليكِ أن تغادري
    Ama işler zorlaşınca öylece çekip gidemezsin. Open Subtitles ولكن لا يمكنكِ أن تغادري عندما يصعب الأمر
    Otobandan ayrılıp, en yakın polis karakoluna gitmeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تغادري الطريق العام وإذهبي إلى أقرب مركز شرطة بأسرع وقت ، مفهوم؟
    - Gezelim mi? Open Subtitles هل تريدين أن تغادري ؟
    - Burayı yıllar önce terk etmen gerekirdi. Open Subtitles كان من المفترض أن تغادري هذا المكان منذ سنين
    Şehri birazlığına terk etmelisin. Herhangi bir büyük şehirden çık ve kamp veya birşeyler yapmaya git. Open Subtitles يجب أن تغادري المدينة لفترة أخرجي من أي مدينة كبيرة
    Eh, bunu daha sonra da konuşabiliriz. Şimdi buradan ayrılmalısınız. Open Subtitles حسناً، يمكننا مناقشة هذا لاحقاً والآن، يجب أن تغادري هذا المكان
    Ofisini yerle bir etsem sorun olur mu?" "Eğer böyle yapmayı düşünüyorsan gitmen gerekecek." dedi Marder. TED هل من الممكن أن أ خرب مكتبك؟' 'عليك أن تغادري إن كنت على وشك أن تفعلي ذلك،' قال ماردر.
    Sen de oradan çıkmalısın. Orası için fazla iyisin. Open Subtitles وعليك أيضاً أن تغادري أنت أفضل من أن تبقي معهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more