Beyninin neden bir sonraki nefesini almaya karar vermeden önce donduğunu bulun. | Open Subtitles | أعثروا علي سبب توقف مخها قبل ألا تستطيع أن تقرر أن تتنفس |
Evlat, senin işin neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermek değil. | Open Subtitles | إبني ، وظيفتك ليس أن تقرر سواء كان هذا خاطئاً أم صحيحاً |
İplerin kimin elinde olduğuna karar vermen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تقرر من صنع لحم الخنزير ومن الذي طبخه. |
Ortada bir şey varsa, doğru olup olmadığına kendin karar vermelisin. | Open Subtitles | سواءً أكانَ هناكَ أي حقيقةٍ هناكَ عليكَ أن تقرر ذلكَ بنفسكَ |
Gerçekten kim olduğunun özüne in, çünkü er ya da geç kim olduğunu anladığında, hangi okuldan mezun olabileceğinize karar verebilir, ve kendinizi mükemmelleştirebilirsiniz. | Open Subtitles | أبحث عن جوهرك الحقيقي، لأنه كلما أقتربت من معرفة مَن تكون كلما أقتربت من أن تقرر أي مدرسة |
On saniye içinde aziz mi yoksa şeytan mı olacağımıza karar vereceksin. | Open Subtitles | عليك أن تقرر إنْ كنت ترغب فى تحوّلنا قديسين أو شياطين. فى عشر ثوان. أفهمت ؟ |
Sen kolonilerle kalmaya karar vermeden önce de böyle düşünüyordum. | Open Subtitles | هذا ما فكرت قبل أن تقرر البقاء مع هؤلاء المستعمرين |
- Belki, bir eyleme karar vermeden önce, buradaki insanlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ve kendinizi tuhaf çevreye alıştırmak isterdiniz. | Open Subtitles | ربما قبل أن تقرر على مسار العمل ، هل كنت تريد أن تعرف المزيد عن الناس ، لتوجيه نفسك في بيئة غريبة. |
Barclay, karar vermeden önce son bir kez daha izle. | Open Subtitles | هيا باركلي شاهده مرة واحدة بعد قبل أن تقرر |
Tenis oynamayı öğrendiğinizi düşünün top filenin üstünden size doğru geldiği zaman topun nerede sekeceğine karar vermek istiyorsunuz. | TED | تخيل أنك تتعلّم لعب التنس وتريد أن تقرر مكان ارتداد الكرة بعد تجاوزها الشبكة في اتجاهك. |
Tanrı'ya inanıp inanmamanız hakkında karar vermek yerine, ilk önce bir şey yapmak zorundasınızdır. | TED | فبدل أن تقرر فيما إن كنت تؤمن بالله يتوجب عليك أولاً أن تفعل شيئاً |
Daha sonra, bu karakteri nasıl çizmek istediğine karar vermek istersin. | TED | ومن ثم عليك أن تقرر كيف سترسم هذه الشخصية |
Çok yakında ne olduğuna karar vermen gerekecek. | Open Subtitles | أتعلم، قريباً سيتعين عليك أن تقرر من تكون |
Şimdi karar vermen gerekiyor etkili olmak mı yoksa kusurlu olmak mı? | Open Subtitles | و الآن عليك أن تقرر تفكيرك المؤثر أم مرضك المخزي |
- Nereye gitmek istersin? - Sanırım buna sen karar vermelisin. Bu senin gecen. | Open Subtitles | أين تحبين أن تذهبى عليك أن تقرر ، هذه ليلتك |
Hukuken, ilaç tedavisi isteyip istemediğine karar verebilir. | Open Subtitles | يمكنها أن تقرر بنفسها اذا كانت ترغب في الرعايه الطبيه |
Her neyse sen karar vereceksin yoksa insanlar ondan yararlanamayacaklar. | Open Subtitles | عليك أن تقرر ما إذا كانت الإنسانية سوف يكون لديها فرصة للاستفادة منه |
Ne yapacağına karar verene kadar soruları yanıtlamana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك أن تقلق من الإجابه على الآسئلة ليس قبل أن تقرر ما ستفعله |
Ve kadın... ayak uçları üzerinde, buna cesaret edip edemeyeceğine karar vermeye çalışıyor. | Open Subtitles | والمرأة .. تقف على أطراف أصابعها تحاول أن تقرر إن كان لديها القدرة على ذلك |
İnsanların adıma karar vermesine alışık değilim, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط لم أعتاد أن تقرر الناس بالنيابة عني هذا كل مافي الأمر |
Ayrıca benim yeterli olup olmadığıma siz karar veremezsiniz. | Open Subtitles | وليس فقط التحقيق، ليس من شأنك أن تقرر إذا كنت مؤهلة |
Ve bu da her sabah uyandığınızda ne tür bir insan olmak istediğinize karar vermeniz gerekiyor demektir. | TED | وهذا يعني أنه عندما تصحو كل يوم، عليك أن تقرر من هو الشخص الذي تريد أن تكونه |
Birazdan burada olur, Mösyö. Bir karar vermek zorundasınız. | Open Subtitles | ستأتي بعد قليل يا سيدي يجب عليك أن تقرر. |
Eva'yı kullanmaya devam edip etmeyeceğine karar ver! | Open Subtitles | يجب أن تقرر بنفسك ما إذا أردت قيادة إيڤا أم لا |
Sadece hangisine odaklanacağınıza karar verin. | Open Subtitles | عليك فحسب أن تقرر على أي منهما تركز |
Senin de aramıza katılma ve hayatın için ne yapacağına karar verme vaktin geldi. | Open Subtitles | وحان الوقت لتنضم إلينا و أن تقرر ماذا تريد أنت تفعل في حياتك |