"أن تنتظر" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekleyebilir
        
    • beklemelisin
        
    • sabırsızlanıyorum
        
    • bekle
        
    • bekler
        
    • bekleyebilirsin
        
    • bekleyebilirsiniz
        
    • bekleyip
        
    • beklemek
        
    • beklersin
        
    • Bekleyemez
        
    • beklesin
        
    • beklemeni
        
    • beklemesini
        
    • beklerseniz
        
    - Camlar bekleyebilir! - Tam da yoğun olduğum dönem bu. Open Subtitles ـ النوافذ يُمكن أن تنتظر ـ أنظرى ، إنه موسمى المشغول
    Kronometreyi beklemelisin, bu şekilde kazancın oldukça düşük olduğunu anlarsın. Open Subtitles يجب أن تنتظر لينطلق المنبه وتعلم أن الكسب قليل كفاية
    Şahsen akrabalarımla tanışmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر لتلبية أقاربنا، شخصيا.
    Tek başına kazanamazsın. Diğerlerini bekle. Open Subtitles ولا تستطيع الفوز وحدك لابد أن تنتظر الآخرين
    Şu kişisel meselen... Umarım siz kasabadan gidene kadar bekler. Open Subtitles هذه المسألة الشخصية أتمنى أن تنتظر حتى مغادرتكم للمدينة
    -Belki bekleyebilirsin. -Hayır, yetişmem gereken bir uçak var. Open Subtitles ربما يمكنك أن تنتظر هنا لا, يجب على أن ألحق الطائرة
    Astronot duvarında bekleyebilirsiniz. Open Subtitles يمكنك أن تنتظر هناك بجانب جدار رواد الفضـاء
    - Evet. - Seninle geriye döneceğiz. O zamana kadar bekleyebilir miyiz? Open Subtitles سنرافقك في ما بعد هل يمكنك أن تنتظر حتى ذلك الوقت؟
    bekleyebilir. Ne? Ne? Open Subtitles لنقوم بذلك، هذه القضية يمكن أن تنتظر قضية آردين تبدو معقدة
    -Paris bekleyebilir. Bu önemli. Dinleyicilerinden uzak kalmak istemezsin değil mi? Open Subtitles يمكن لها أن تنتظر لكن هذا هام، لا تريدين المخاطرة
    - Bayan! Bayan! Bu kadar sabırsız olmak iyi bir şey değil, sıran gelene kadar beklemelisin. Open Subtitles لا يجب أن تبدو قليل الصبر ينبغي أن تنتظر دورك
    O da seni istiyormuş. Ama işinin bitmesini beklemelisin. Open Subtitles هي تريدك أيضاً ولكن لابد أن تنتظر حتى تنتهي من عملها
    Odaya dönmek için sabırsızlanıyorum gerçi. Open Subtitles أنا فقط لا يمكن أن تنتظر للحصول على العودة إلى الغرفة، على الرغم من.
    Gelecek ay buradan gitmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles الله، وأنا لا يمكن أن تنتظر للحصول وتا هنا الشهر المقبل‎.
    - bekle dedim. - Burada olduğuma göre... Open Subtitles ـ لقد طلبت منك أن تنتظر ـ لقد أتيت علي أية حال، اعطني الحبوب
    Tesekkürler, artik biz devralabiliriz. Disarida bekler misin. Open Subtitles شكراً جزيلاً ، سنتولى الأمر من هنا يمكنك أن تنتظر بالخارج
    Burada bekleyebilirsin, ya da orada da bekleyebilirsin. Open Subtitles تستطيع أن تنتظر هنا أو تستطيع أن تنتظر هناك.
    O dönüp size haber verene kadar burada bekleyebilirsiniz. Open Subtitles يجب أن تنتظر هنا حتى يعود و يخبرك أنه آمن
    Ben talimat verene kadar bekleyip, sonra da... talimatları yavaşça uygulayacaksın. Open Subtitles أريدك أن تنتظر حتى أعطيك الأمر ثم اتبع هذه التعليمات ببطء
    Ancak dünya tür olarak bizim tükenişimizi beklemek zorunda mı? TED ولكن هل على الأرض أن تنتظر حتى انقراضنا كجنس بشري؟
    Nasıl 911'i aramdan önce sekiz dakika beklersin? Open Subtitles كيف تتجرأ؟ أن تنتظر ثمانية دقائق للإتصال بالطوارئ
    - Otobüs tüm gün Bekleyemez. Open Subtitles يجب أن تُسرعا ، لا يمكن للحافلة أن تنتظر طوال اليوم
    İçeride beklesin. Rahatsız edilmek istemiyoruz. Open Subtitles ضعها في الداخل, يمكنها أن تنتظر لانريد أن يزعجنا أحد
    Ben de sana biraz beklemeni söyledim ama sen topukladığın gibi gittin. Open Subtitles و أخبرتك أن تنتظر, ولكنك رحلت لتذهب لمكان لا يعلمه إلا الله
    beklemesini söyle. Bir telefon etmeliyim. Open Subtitles أخبريها أن تنتظر قليلا ، فأنا أجري مكالمة هامة
    Üzerime bir şeyler alana kadar beklerseniz aşağı geliyorum. Open Subtitles يمكنك أن تنتظر حتى أرتدى شيئا و سأنزل حالا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more