Kocasının hobisinin otoriter kadınla kırbaç saklamaca oynamak olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | إعتقدت أن زوجها كان يلعب إخفاء السوط مع معالجته للسيطره |
Kocasının hobisinin otoriter kadınla kırbaç saklamaca oynamak olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | إعتقدت أن زوجها كان يلعب إخفاء السوط مع معالجته للسيطره |
Ohio'da evine antik geziden dönen Sarah adında bir kadınla tanıştım ve Kocasının iki çocuğunu öldürüp sonra da intihar etmiş olduğunu öğrendim. | TED | قابلت امرأة تدعى سارة في أوهايوو عادت للوطن من رحلة عمل بالآثار ووجدت أن زوجها قتل نفسه وطفليهما. |
İlginç olan, kocası kadının silaha asla elini sürmediğini söylüyor. | Open Subtitles | الغريب بالأمر أن زوجها قال إنها لم تلمس المسدس قط. |
Söylemeliyim ki kocası başından itibaren onu destekledi. | TED | يجب ذكر أن زوجها كان داعما لها من البداية |
Mahkumun karısı size bir bıçak gösterip Kocasının ekmek doğrarken bileğini kestiğini söyledi mi? | Open Subtitles | هل أرتك زوجة القتيل السكين ؟ و قالت لك أن زوجها قد جرح رسغه أثناء تقطيعه الخبز ؟ |
Sevgili Bayan Stark Kocasının hâlâ balıkta olduğunu söyledi ve bu da iyi bir şey. | Open Subtitles | السيدة ستارك الساحرة قالت أن زوجها ما زال يصطاد، وذلك جيد |
Kocasının bir vatan haini olduğunu söyleyerek onu incitmemeliydim, fakat 30 yıllık nefretim bir anda boşalıverdi. | Open Subtitles | وجب عليّ إخبارها أن زوجها كان خائناً ولكني أفرغت ما بداخلي |
Buraya gelip Kocasının kendisini dövdüğünü, ama yine de geri dönmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد جاءت هنا وقالت أن زوجها أرهقها قالت أنها لن تعود، لا أهمية للموضوع |
Bence Kocasının zimmetine para geçiren bir yalancı olduğunu bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | أظن أنها يجب أن تعرف أن زوجها كاذب و مختلس |
Kocasının hala yaşadığı daha sonra belirlenirse asılarak idam edilmek gibi çok daha büyük bir cezaya çarptırılabilir. | Open Subtitles | لو حُسم لاحقا ، أن زوجها لا زال حيا ، ربما تواجه عقوبة أشد وطئا |
Kocasının iyileşeceğini söylememi istiyor ve bundan emin olmamı ama emin değilim. | Open Subtitles | تريدنى أن أخبرها أن زوجها سوف يكون بخير وأن عندى ثقة كاملة وأنا ليس عندى |
Polisler onu iki ay boyunca sorguya çektiler. En büyük sorun ise Kocasının ölmüş olması! -Anlıyor musun? | Open Subtitles | لمدة شهرين و المشكلة الكبرى هى أن زوجها توفى |
Kocasının arabayı yeni temizlettiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أن زوجها قام لتوه بتنظيف شامل للسيارة |
Kocasının öldüğünü öğrenen bir Alman fabrika çalışanının patronuna yazdığı istifa mektubu; | Open Subtitles | كتبت أحد النساء عاملة مصنع بعد أن عرفت أن زوجها قد قُتل رسالة استقالة لرئيسها في العمل ، قائلة: |
Eski Kocasının kendi yaptığı işler var. | Open Subtitles | واضح أن زوجها السابق له جدول أعماله الخاص |
Madem kocası artık benim, onun yemek kartını alacak. | Open Subtitles | بما أن زوجها معي الآن تقول أنها سوف تحتفظ ببطاقته التموينية |
kocası bu bölgedeymiş. Ona zarar verebileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | يقولون أن زوجها بالمنطقة ونعتقد بأنّه يريد إيذائها |
Polise gitmeyecek Onun kocası düzüşüyordu. | Open Subtitles | تريد أن تتعامل مع الموقف لذلك لن تخبر الشرطة أن زوجها كان |
Sanırım kocası da kabul etmiş boşanmayı. | Open Subtitles | أعتقد أن تلك كانت حقيقة أن زوجها وافق على الطلاق |
Olsen'ler çaresiz. kocası da önemli bir mevki sahibi, | Open Subtitles | الأمل فيهم ضعيف بالاضافة الى أن زوجها مدير ناجح |