Şundan emin olmalıyız ki, bu insanlar hayatta kalmanın yanında, büyümeye de devam ediyorlar. | TED | يجب علينا أن نحرص على هؤلاء الأشخاص ليس لينجوا فقط , بل ليكونوا قادرين على مواصلة الازدهار. |
Bu sefer, bir başlangıç olarak onu benim de gördüğümden emin olmalıyız. | Open Subtitles | لذا هذه المرة، وكبداية، يجب أن نحرص على أن يمكنني رؤيته أنا أيضاً |
Bu vakaya doğru personelin baktığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | و علينا أن نحرص أنه لديك الأشخاص المناسبين لهذه القضية، أيها المدير. |
Fedakarlığının boşa gitmemesini sağlamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرص على ألّا تضيع تضحيّتها هباءً. |
Elektro kardiyografinizde bazı anormallikler vardı, biz de kalbinizin ameliyatı atlatabileceği kadar iyi durumda olduğundan emin olmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | مخطط كهربية القلب الخاص بك أظهر بعض الأشياء الغير طبيعية نريد فقط أن نحرص أن قلبك سليم بما يكفي كي يدعمك أثناء الجراحة |
Herkesin iyi vakit geçirdiğinden emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرص على يكون كل شخص يحظى بوقت ممتع |
- Tamam o zaman seçilenlerden birinin sen olduğunu emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرص على بأن يتم أختيارك كأحد الموؤدين.. |
Eğer bu işi yapacaksak polislerin yanlış tarafa baktıklarından emin olmalıyız. | Open Subtitles | إذا فعلنا هذا، يجب علينا أن نحرص بأن الشرطة تنظر في الإتجاه الخاطئ. |
Pekâlâ, aynı bölgeyi arayıp durmadığımızdan emin olmalıyız. | Open Subtitles | حسنٌ، علينا أن نحرص على عدم تغطيتنا لنفس المنطقة. |
Devletin kontrole gelme ihtimaline karşı kendimizi sağlama aldığımıza emin olmalıyız. | Open Subtitles | لو جائت الحكومة فعلينا أن نحرص على أن نكون مستعدين |
okula gidebilecekleri, düzgün besin ve sağlık hizmeti alabilecekleri tesislerde olduklarından emin olmalıyız. | TED | لا نعلم لهم ولي أمر أو أحد أفراد عائلتهم في أمريكا.. فعلينا أن نحرص على وجودهم في أماكن تُمكّنِهم من الذهاب للمدارس وتوفر لهم الغذاء الملائم والرعاية الصحية، |
Kemiğe çarpmadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرص أنها لم تصيب العظم |
Günümüzde çok fazla bağışıklık sistemi sorunuyla uğraştığımızdan, çiğ gıdaların her öğünümüzün en az %51'ini kapsadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | و ﻷننا نتعامل مع الكثير من مشاكل النظام المناعي هذه اﻷيام علينا أن نحرص على احتواء كل وجبة على 51% طعام نيّئ على اﻷقل، |
Kimsenin onu bulamayacağından emin olmalıyız. | Open Subtitles | و علينا أن نحرص ألّا يجده أحدٌ أبداً |
Evet ama bu yakışıklı kahraman ekran karşısına çıkmadan önce Clark Kent ile ilgili yakışıklı ve kahraman hiçbir şeyin kalmadığına emin olmalıyız. | Open Subtitles | على كل الشاشات بمجدك الأحمر والأزرق... ... يجب أن نحرص على عدم وجود... |
Onu bulduğuna emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نحرص على أنه يعثر عليها. |
Başka kimseye bir şey olmadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرص ألا يتعرض أحد آخر للإيذاء |
Geçirdikleri zamanın çok iyi olmasını sağlamalıyız. | Open Subtitles | لذا علينّا أن نحرص أن تكون إقامتهما معنّا جميلة للغاية. |
Burada her ne oluyorsa başka kimseye bir şey olmamasını sağlamalıyız. | Open Subtitles | أيًّا كان ما يحدث هنا فيجب أن نحرص على عدم تعرض أحد آخر للإيذاء |
Ve biz sadece çocuklarımızın 18. doğum gününe gelmelerinden emin olmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نحاول أن نحرص على وصولهم لسن الـ18 |