"أن ندعه" - Translation from Arabic to Turkish

• izin veremeyiz
• izin verelim
• izin vermeliyiz
• bırakamayız

Eğer gerçekten birilerine önem veriyorsak, onların da bizim gibi hayatlarından vazgeçmelerine izin veremeyiz.
إن كُنا فعلاً نأبه لأمر أحد فلا يُمكن أن ندعه يترك حياته كي يعيش مثلنا

Son altı yıldır kurban rolü yapıyordu. Çalışma tarzı bu şekilde. Kaybolmasına izin veremeyiz.
أقصد , لقد لعب دور الضحية طيلة الست سنوات المنصرمة لا يمكن أن ندعه يختفي

Ancak onun hem yargıç, hem jüri hem de cellât olmasına izin veremeyiz.
لكن لا يمكن أن ندعه يكون القاضي والمحلفين وهيئة الإعدام

Yavrularını korumak istiyor, derim ki yapmasına izin verelim.
يريد أن يحمي صغاره علينا أن ندعه يفعل ذلك

Tamam, bu zalimce, kafası patlamadan bitirmesine izin verelim.
حسنا إن هذا قاسٍ ، من الأفضل أن ندعه يكمل قبل أن ينفجر رأسه

Amca korsan olmak istiyorsa, ona izin vermeliyiz.
إذا أراد أوسان أن يصبح قرصاناً فيجب علينا أن ندعه يفعل

Başka şansımız yok, kaçtığına inanmasına izin vermeliyiz.
لم يكن أمامنا خيار كان يجب أن ندعه يصدق أنه هرب

Diğerlerine söylemeliyiz. - Ama onu bırakamayız!
ـ يجب أن نخبر الباقين ـ لا يمكن أن ندعه هنا

Onun peşini bırakamayız! Bundan paçayı sıyırmasına izin veremeyiz!
لا يمكننا أن ندعه يفلت من العقاب لا يمكنه أن يفلت من ذلك

Canlı yayında ölmesine izin veremeyiz.
لا يمكن أن ندعه يموت أمام المشاهدين

O'nun böylece gitmesine izin veremeyiz.
ـ لا يمكن أن ندعه هكذا ـ إنه اخانا

Birilerini aramasına izin veremeyiz, dostum.
لا يمكننا أن ندعه يتصل بأي أحد ، يا رجل

Sadece birkaç hafta daha yaşamasına izin verelim diyorum.
ما أقوله فقط أن ندعه يعيش لمدة بضعة أسابيع أخرى

O zaman oraya gitmesine izin verelim.
يجب أن ندعه يذهب لهناك.

İşe yarayacağına inanıyorsa belki denemesine izin vermeliyiz.
إذا كان يعتقد أنّها ستفلح، فربما علينا أن ندعه يحاول.

Biraz uyumasına izin vermeliyiz.
يجدر بنا أن ندعه ينم

Diğerlerine anlatmalıyız. - O'nu bırakamayız.
ـ يجب أن نخبر الباقين ـ لا يمكن أن ندعه هنا