SAHİL DALGASI Şu yeni tişörtleri indirime koymalıyız. | Open Subtitles | اعتقد بأننا يجب أن نضع هذه القمصان الجديدة للبيع. |
Lütfen baylar, bu savaşa bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | رجاءً أيها السادة, يجب أن نضع نهاية لإراقة الدماء |
Ama şimdi, kamburu ve yamuk ayağını geri koyabiliriz. | Open Subtitles | سنحتفظ بهذا، لكن الآن نستطيع أن نضع الحدبة والقدم العرجاء مرة أخرى |
Tek sorun, harcı mı kazın içine koyalım, kazı mı harcın içine. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة المتبقية، أن نضع الحشوة داخل الإوزّة أو الإوزّة داخل الحشوة |
Ellerimizi Sid'in boğazına geçirip sıkmamız lazım. | Open Subtitles | علينا أن نضع يدنا على رقبة (سيد) ونعصرها. |
İçme suyunu Fiji'de plastik şişelere koyup buraya taşımamız aptalca. | TED | من الغباء أن نضع المياه في قوارير بلاستيكية نعبئها في 'فيجي' ونرسلها الى هنا. |
Ama emniyetli davranmamıza katılıyorum, şehrin insanlarla dolu kısımlarında kendi kendimize bir karantina kuralım. | Open Subtitles | . لكن يجب أن نضع الحجر الصحي المنظم في المدينة |
Bizden kendimizi evrendeki en azılı suçlular arasına koymamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتطلب منا أن نضع أنفسنا مع أردأ مجرمي المجرة ؟ |
Bak, bunun üzerine bir şeyler koyacağız, tamam mı? | Open Subtitles | انظري، يجب أن نضع شيئاً عليه، حسناً؟ |
Bu adamlar nasıl sıkı çalıştıysa biz de öyle yapmalıyız. | Open Subtitles | كيف هؤلاء الرجال دؤوبين جدّاً، نحتاج أن نضع الجهد بالتساوي. |
Farklılıklarımızı ve kişisel güç mücadelelerimizi, Goa'uld'u güçlendirmek ve hakimiyetimizi tehdit edenlere karşı üstünlüğümüzü sağlamak için bir kenara bırakmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نضع جانبا خلافاتنا وتصارع الأفراد من أجل السلطة لتعزيز قوة الجواؤلد وضمان سيادتنا |
Dükkana Manchester'dakiler gibi bir kepenk koymalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نضع أقفال على المحلات كما ترين في مانشستر |
Bu seçme işi artık sona ermeli, son noktayı koymalıyız, biliyor musun? | Open Subtitles | معاينةالأشياء، تعرفين يجب أن نضع له حد أتعرفين ؟ |
Bence oraya bir de adam koymalıyız, kesinlikle o değil tabi de. | Open Subtitles | من الممكن أن نضع رجلاً فيها، لكن ليس هو بالتأكيد |
Buna hemen bir son vermeliyiz, mümkün olduğunca az kayıpla tabi. | Open Subtitles | يجب علينا أن نضع حدا لهذا الأمر بسرعه, و بأقل قدر من الخسائر |
"Filistinliler'i öldürüyorlar. Buna bir... "...son vermeliyiz." | Open Subtitles | إنهم يذبحون الفلسطينيين يجب أن نضع حدا لها |
Farkı dünyalardan olsak da kendi kurallarımızı koyabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نعمل على مستوى آخر، نستطيع أن نضع قواعدنا الخاصة |
Düşündüm de belki önemsiz farklılıklarımızı bu defalığına bir kenara koyabiliriz. | Open Subtitles | فكر لربّما نحن يمكن أن نضع ختلافاتنا التافه على جانب |
Yatak odasına küvet koyalım mı? | Open Subtitles | نستطيع أن نضع بانيو في غرفة النوم? بانيو? |
Ellerimizi Sid'in boğazına geçirip sıkmamız lazım. | Open Subtitles | "علينا أن نضع يدنا على رقبة (سيد) ونعصرها." |
Belki de ırk konspetlerimizi bir zaman kapsülüne koyup onları gömüp bin sene sonra geri çıkardıktan sonra, geleceğe ait olan, daha aydınlanmış, kendimizin ırksız haliyle bakmamız gerekiyordur. | TED | ربما يجدر بنا أن نضع أفكارنا حول العِرق داخل كبسولة للوقت، وأن ندفنها، ثم نعيد استخراجها بعد ألف سنة، ونحدّق إليها بذواتنا المستقبلية التي ستكون أكثر تنوّرًا، ولامبالاةً بالعِرق. |
Bence şu taraftan gidelim tepenin diğer tarafından ilerleyip, rüzgardan kurtulalım ve kampımızı oraya kuralım. | Open Subtitles | ما أفكرفي فعله هو أن نتبع هذه الطريق نذهب الى الناحية الأخرى من الجسر ونخرج من العاصفة حيث يمكن أن نضع الخيام ما رأيك؟ |
Fidyeyi Wayne'in spor çantasına koymamızı istemişler. | Open Subtitles | لقد طلبوا أن نضع الفدية في حقيبة ألعاب ويين الرياضية |
- Monica'yı nereye koyacağız? | Open Subtitles | - حيث يمكن أن نضع مونيكا؟ - نعم .. |
Muhteşem, ama bazı değişiklikler yapmalıyız. | Open Subtitles | أنه ممتاز ولكن علينا أن نضع بعض التحسينات |
Ama şimdilik, yaklaşan tehlike karşısında yasımızı bir kenara bırakmalıyız. | Open Subtitles | لكن الآن علينا أن نضع حزننا جانباً، لمواجهة التهديد الذي بمتناولنا. |
Oraya bir sürü şey koymanız gerekiyor, fakat küçük motorumuz bunların hemen yanında elektrotlardan alınan sinyalleri bozacak her türlü elektriksel gürültüyü yaratıyor. | TED | من المفترض أن نضع كميةً كبيرةً منها هناك. ولكن المحركات الصغيرة تصدر ضجةً بالقرب من تلك الأقطاب. |