"أن نعطي" - Translation from Arabic to Turkish

    • vermeliyiz
        
    • veremeyiz
        
    • verebiliriz
        
    • verelim
        
    • bırakmalıyız
        
    Bu konuda ne yapmalıyız? Açlara yiyecek vermeliyiz. TED ماذا نفعل معها؟ علينا أن نعطي الطعام للجوعى.
    Onlara unutamayacakları bir ders vermeliyiz. Open Subtitles علينا أن نعطي لهؤلاء الناس درسا لن ينسوه ابدا
    Belki Darius'a biraz daha zaman vermeliyiz. Open Subtitles ربما يجب أن نعطي ديريوس شيئاً ما لنشتري بعض الوقت
    Bu göt verenlere istedikleri zaman şehirlerimizde kitlesel paniğe yol açma hakkını veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نعطي الفرصة لهؤلاء السفلة لإرعاب مدننا بأي وقت يحلوا لهم
    Tifo aşısına ek olarak gitmeden önce ona bir direnç artırıcı hap veya iğne verebiliriz. TED بالإضافة إلى لقاح التيفوئيد، يمكن أن نعطي المريض لقاحًا لتعزيز المرونة قبل أن يذهب.
    Bu toprağa, adına yaraşır güzellikte bir ad verelim, derim. Open Subtitles أنا أرى أن نعطي الأرض الجميلة إسم يليق بجمالها
    Kendimizi onun nihai yargısına bırakmalıyız. Open Subtitles علينا فقط أن نعطي لأنفسنا على أن له حكم نهائي.
    Belki Darius'a biraz daha zaman vermeliyiz. Open Subtitles ربما يجب أن نعطي ديريوس شيئاً ما لنشتري بعض الوقت
    Seni seviyorum, Lindsey. Ve bence bu aşka bir şans daha vermeliyiz. Open Subtitles و أعتقد أنه يجب علينا أن نعطي ذلك فرصة ثانية
    Sanırım, onlara istediği şeyleri vermeliyiz. Open Subtitles حسناً، يمكننا أيضاً أن نعطي الناس ما يريدون
    Aslında Brian, Stewie'ye bir şans vermeliyiz. Open Subtitles أتعلم .. يجب أن نعطي ستيوي فرصة لن يضرنا ذلك
    ve onlar beni azarladılar, inan bana görünüşte biz sadece uyarı vermeliyiz ya da ipucu, ama kendi geleceğimize karışmamalıyız. Open Subtitles صدقني على ما يبدو من المفروض أن نعطي التحذيرات والأفكار لكن دون التأثير على المستقبل بأنفسنا
    Tetikçiye durması için direkt bir emir vermeliyiz ve onu bu iş için tutan kişiye ihtiyacımız var. Open Subtitles علينا أن نعطي القاتل أمراً مباشراً بالتوقف, و نحتاج لأي شخص كان, لنوكل إليه القيام بهذه المهمة
    Polisi şüphelendirecek herhangi bir delil veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نعطي الشرطة أيدليلعلىأننالفقناهذا.
    Hikâyenizi duydum ancak kurbanın ismini herhangi birine veremeyiz. Open Subtitles لقد سمعت روايتك و لكن نحن لا نستطيع أن نعطي إسم الضحية هكذا لأي شخص
    Tanıdığımız en şeytani adama dünyanın en güçlü silahını veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نعطي الرجل الأكثر شراً الذي نعرفهُ أقوى سلاحٍ في العالم
    Bizim gösterdiğimiz, her şeyden önce maymunlara aslında finansal bir para birimi verebiliriz, ve onunla çok benzer şeyler yapabilirler. TED حسنا، ما أثبتناه هو أن، وقبل كل شيء، بإمكاننا أن نعطي القردة عملة مالية، وهم يستخدمونها بنفس الطريقة.
    Kendimize tek vuruş için izin verebiliriz Open Subtitles إذن يمكن أن نعطي أنفسنا علاوة حقنة واحدة
    belki de Fred'e... onu bu işten vazgeçirecek bir şey verebiliriz, hmm? Open Subtitles ربما نستطيع أن نعطي فريد شيء لنبعد عقله عن العمل ؟
    Bence bu yaratığa Yeşil Kart verelim ve ona Amerikan olmanın gururunu yaşatalım. Open Subtitles أقترح أن نعطي هذا الفضائي البطاقة الخضراء ونجعله فخوراً كونه أمريكياً
    Evet, ne kadar önceden haber verelim, iki hafta nasıl? Open Subtitles ماذا؟ أجل، كم ملاحظة يجب أن نعطي إياها؟ أسبوعين؟
    Belki adamı biraz rahat bırakmalıyız. Open Subtitles ربما ينبغى علينا أن نعطي للرجل مساحته
    Gerçekten Mike'ı rahat bırakmalıyız. Open Subtitles يجب أن نعطي (مايك) راحة حقا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more